Limited şirket hisse devir sözleşmesine dayalı alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin davada, davalı tarafından davacının eşine yazılan mektupta yer alan “...'u tek kuruş almadan bana devretti” ifadesinin, davacının hisse devir bedelinin davalı tarafından ödenmediği iddiasına yönelik mahkeme dışı ikrar olduğu kabul edilerek, sonucuna göre uyuşmazlığın çözülmesi gerektiği-
Bağımsız bölümlerin tümü için ayrı ayrı kat irtifakı kurulmuş olmasına rağmen, hepsinin malikinin aynı şahıs olması halinde, bu kişinin «yönetici» sayılacağı ve bu sıfatla genel gider alacağına ilişkin icra takibi yapabileceği–
Takibin devamı sırasında borçlunun ölümü halinde mirasçılara ödeme emri çıkarılmasına gerek olmayıp takibin mirasçılara karşı devam ettirilmesi isteğinin tebliğinin yeterli olacağı-
İmza incelemesi sonucunda iki farklı (çelişkili) rapor alınmış olması halinde mahkemece “ilk raporun tanzimine katılmayan, farklı kişilerden oluşturulacak yeni bir kurul tarafından” imza incelemesi yaptırılması gerekeceği-
Bono bedeli hem yazı ve hem de rakamla gösterilip de iki bedel arasında fark bulunursa yazı ile belirlenen bedele itibar olunacağı- Senet metninde ödeme miktarının yazı ile “birmilyonaltıyüz” rakamla “1.600.000“ yazıldığından, borca itirazın kısmen kabulü ile 599.400,00 TL ve bu kısma işlemiş faiz yönünden takibin durdurulmasına karar verilmesi gerektiği-
Borçlunun, takip kesinleşmeden yaptığı taahhütten, takibin daha sonra itiraz üzerine durdurulması halinde sorumlu tutulamayacağı–
Mahkemece, 6100 Sayılı HMK'nun 26. maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesi gereğince takibin durdurulmasına ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, talep aşılarak takibin iptali yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Menfi tespit ve ipoteğin fekki” davası- İpotek resmî senedine göre "... bağımsız bölümün, ...’ın kullanacağı krediler için ... TL’ye kadar teminat olarak davalı banka lehine süresiz olarak ipotek verilmesi ve yine ipotek senedinin devamında , “…bu ipoteğin lehine ipotek verilen borçlunun alacaklı bankaya olan kredi borcunun yanı sıra, kaynağına bakılmaksızın sözleşme, haksız fiil, sebepsiz zenginleşme v.s.’den kaynaklanan asaleten veya kefaleten sorumlu olduğu tüm borçlarının da teminatını teşkil ettiği" ifadesinin yer alması- İpotek senedine göre, davacılara ait taşınmazın dava dışı kişinin üçüncü kişilerin kullanacağı kredilerden dolayı kefaleten sorumlu olduğu borçların da teminatı olup olmadığı-
Alacaklının, borçlunun itirazının kendisine (vekili varsa, vekiline) tebliğinden itibaren altı ay içinde icra mahkemesinden (tetkik merciinden) «itirazın kaldırılmasını» isteyebileceği–
Takibe konu boşanma ilamında; tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin anneye verilmesine ve çocuk için iştirak nafakasına hükmedilmiş ise de; anılan nafakanın alacaklısı kendisine velayet görevi verilen anne olduğundan, velayet sonlanana kadar nafakaların anne tarafından talep edilebileceğinin kabulü gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.