Her ne kadar mahkemece imzaların aidiyetinin belirlenememesi sebebiyle kesin kanaat bildirilemeyen, senetteki imzanın borçluya ait olup olmadığı hususunda farklı tespitler içeren raporların borçlu lehine yorumlanması gerektiğinden bahisle imzaya itirazın kabulüne ve takibin durdurulmasına karar verilmiş ise de, dosyada mevcut ......... tarihli bilirkişi raporunda imzanın borçlunun eli ürünü olduğu yönünde kesin kanaat bildirildiği, bahsi geçen raporun uzman bilirkişiler tarafından gerekli teknik cihazlar kullanılmak suretiyle, keşide tarihine en yakın mukayeseye esas belgeler üzerinden inceleme yapılarak düzenlendiği, dolayısıyla kesin kanaat içeren bu raporun hüküm kurmaya elverişli olduğu, bundan sonra ........... tarihli Adli Tıp Kurumunca düzenlenen raporun fuzuli olduğu ve kesin kanaat de içermediği görüldüğünden, İlk Derece Mahkemesince; imzaya itirazın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Takip dayanağı bonoda itirazda bulunan keşideci gerçek kişi olup, dosyada tacir olduklarına ilişkin belge bulunmadığından yetki kaydının geçersiz olduğu- Ayrı bir tanzim yeri bulunup ödeme yeri gösterilmeyen bonoda tanzim yerinin ödeme yeri sayılacağı- İhtiyati haciz kararını veren mahkemenin bulunduğu yer icra dairesinin, icra takibi için yetkili olamayacağı-
Lehine ciro yapılan kimsenin ciroda gösterilmesine gerek bulunmadığı gibi cironun sadece cirantanın imzasından ibaret olabileceği—
HMK. mad. 353/1-b-2 gereğince, davanın esasıyla ilgili olarak; yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise, düzelterek "yeniden" esas hakkında karar verileceği- İnfazda tereddüt oluşturacak şekilde, ilk derece mahkemesi kararının hüküm bölümünün bir kısmını muhafaza ederek, diğer kısımları yönünden düzeltilerek yeniden karar verilmesi nedeniyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerektiği-
Kambiyo senedine dayalı olarak, lehtar tarafından keşideci hakkında takip yapılabileceği-
Alacaklı takip dayanağı çekin ileri tarihli düzenlendiğini İİK.nun 169/a maddesi uyarınca yazılı nitelikte bir belge ile ispatlayamadığından,mahkemece itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu tarafından itfa itirazına dayanak yapılan belge altındaki imzaya alacaklı tarafından itiraz edildiği, Jandarma Genel Komutanlığı Kriminal Daire Başkanlığı tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda anılan belgedeki imzanın alacaklının eli ürünü olabileceğinin bildirildiği, raporun bu hali ile kesin kanaat içermediğinden hüküm kurmaya elverişli olmadığı, ispat külfetinin borçluda olduğu nazara alınarak, yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılıp kesin kanaat içeren bir rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesis edilmesinin isabetsiz olduğu-
Takip dayanağı çekin ibraz süresinin bitim tarihi 03/02/2012 tarihinden önce olduğundan 6 aylık zamanaşımı süresine tabi olduğu- Hükme esas alınan her iki işlem aralığında da 6 aylık sürelerin son gününün pazar gününe denk geldiği,bu nedenle sürelerin son gününün takip eden ilk iş gününe kadar uzayacağı ve pazartesiye denk gelen ilk iş gününde alacaklı vekilince işlem yapılmış olduğundan zamanaşımının kesildiği, icranın geri bırakılması yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
İİK.nun 50. maddesi göndermesiyle, bonoya dayalı olarak, borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra dairesinde, bonoda öngörülen ödeme yerinde ancak, TTK'nun 689/3. maddesine göre ödeme yeri gösterilmeyen bonoda, tanzim yerinin ödeme yeri olduğunun kabulü gerekeceğinden, bononun tanzim yerinde icra takibi yapılabileceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.