Borçlunun kısıtlama kararına dayanak olarak alınan Adli Tıp Kurumu raporu ve borçlunun daha önce bir süre bulunduğu hastane raporIarında takip konusu bononun tanzim tarihi itibari ile borçlunun fiil ehliyetinin bulunmadığına yönelik herhangi bir araştırma yapılmadığı anlaşıldığından, mahkemece, şikayetin mahiyetine göre duruşma açılıp, varsa tarafların delilleri ile birlikte dosyaya sunulan raporlar ile tüm tedavi ve hasta takip evraklarının, Adli Tıp Kurumu Başkanlığına gönderilerek, borçlunun takip dayanağı bononun düzenleme tarihi itibariyle fiil ehliyeti bulunup bulunmadığına yönelik ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
"Keşide yeri" unsuru bulunmayan belgenin bono olarak kabul edilemeyeceği ve bu belgeye dayanarak borçlu hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılmasının mümkün olmadığı- Düzenleme yeri belirtilmediği gibi düzenleyenin adının yanında da herhangi bir idari birim adının yazılı olmadığı belgenin "kambiyo senedi" niteliğinin bulunmadığı-
Takip tarihi itibariyle yürürlükte olan 6098 s. TBK.’nun 622-623. maddeleri gereğince adi ortaklıkta her ortak, şirketin karına iştirak hakkına sahip olduğundan ortağın kişisel alacaklılarının, borçlu ortağın şirketteki kar payını İİK.nun 89. maddesine göre haczettirebilecekleri, ayıca, adi ortaklığın tasfiye edilmesi halinde borçluya isabet edecek tasfiye payının da haczinin mümkün olduğu (6098 s. TBK. mad. 638)-
Borçlunun zamanaşımına uğrayan borca itirazının kabulü halinde "takibin iptali" ne değil, "takibin durdurulması" na karar verileceği-
Takibin kesinleşmesinden sonra, vekaletnamesinde feragat yetkisi bulunan alacaklı vekili ile borçlu arasında yapılan protokolde “borçlu hakkındaki takibi devam ettirmeyeceğini” belirtmiş olan alacaklı vekilinin bu beyanı çerçevesinde, icra dosyasına ibraz edilen bu protokol gereğince borçlu hakkındaki takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Somut olayda; ... 2. İcra Müdürlüğünün 2007/... E. sayılı takip dosyasında borçlu aleyhine başlatılan takipte, borçlunun haczedilmezlik şikayeti üzerine, Karacabey İcra Hukuk Mahkemesi’nin 20/01/2014 tarih, 2013/... E. - 2014/... K. sayılı ilamı ile yetkisizlik kararı verildiği, kararın yasa yollarından geçerek 16/12/2014 tarihinde kesinleştiği, yetkisizlik kararı üzerine tarafların dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesi talebinde bulunmadığı, Karacabey İcra Hukuk Mahkemesi'nce dosyanın resen, yetkili ... İcra Hukuk Mahkemesine gönderildiği- Her ne kadar yetkisizliğe ilişkin mahkeme kararında "davanın niteliği de nazara alınarak dosyanın resen davayı görmekle yetkili ... İcra Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine" şeklinde hüküm kurulmuş ise de; yukarıda anılan açık kanun hükmü gereğince tarafların istemi olmadan mahkemece şikayet dosyasının resen yetkili mahkemeye gönderilmesinin usulüne uygun bir gönderme olarak kabul edilemeyeceği-
Kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip talebinde 40.328,77 EURO yabancı para alacağının Türk parası karşılığı harca esas değer olarak gösterildiği ancak ödeme emrinde 40.328,77 EURO yabancı para alacağının Türk parası karşılığının gösterilmediği bu nedenle ödeme emrinin takip talebine uygun düzenlenmediği olayda; yabancı para alacağı üzerinden ödeme emri düzenlenemeyeceğinden bu husus kamu düzeni ve devletin hükümranlık haklarıyla ilgili olup, takibin her safhasında resen göz önünde tutularak ödeme emrinin iptaline karar verilmesinin gerektiği ve bu husus kamu düzeni ve devletin hükümranlık haklarıyla ilgili olduğundan tarafların bu eksikliği daha önce öğrenmiş olmasının sonuca etkisinin bulunmadığı- Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında; alacaklı vekilinin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 99 uncu maddesi uyarınca seçimlik hakkını dövizin tahsil tarihindeki Türk Lirası karşılığı olarak talep ettiği, icra harçlarının tahsili için takip talebinde dövizin Türk Lirası karşılığının gösterildiği, bu nedenle ödeme emrinde Türk Lirası karşılığının gösterilmemesinin kamu düzeniyle ilgisinin bulunmadığı, bu nedenle direnme kararının genişletilmiş gerekçeyle onanması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de bu görüş Kurul çoğunluğunca benimsenmediği-
İhtiyati haciz kararını veren mahkemenin yargı çevresi içinde bulunan Şanlıurfa İcra Dairesinde takip yapılmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
"İhaleye fesat karıştırıldığı" iddiası ile yapılan itirazların, gerçek deliller yerine soyut beyanlarla yapılması durumunda, reddine karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, şikayetçi tarafça borçlu aleyhine yürütülen kambiyo senedine özgü ilamsız icra takiplerinde ödeme emrinin borçluya 28.11.2011 ve 29.11.2011 tarihlerinde tebliğ edildiği, İİK'nın 264/5. maddesine göre, borçlunun ödeme emrini tebliğ aldıktan sonra 5 günlük itiraz süresi içerisinde borca ve sair nedenle itiraz etmemesi ile takiplerin kesinleştiği, ancak, İİK'nın 264. maddesinde belirtildiği üzere, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takiplerde ihtiyati haczin 10 günlük ödeme süresinin dolması ile kesin hacze dönüştüğü, icra müdürlüğünün dosyasında hazırlanan 10.12.2012 tarihli sıra cetvelinin derece kararı itibari ile doğru olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.