Şirket temsilcisinin şahsen sorumlu olabilmesi için şirket kaşesi dışında ayrı bir imzasının bulunması gerektiği, somut olayda kambiyo takibine konu edilen bonolarda, senetlerin ön yüzündeki borçluya ait iki imzanın da şirket kaşesi üzerinde olduğu, açıkta imzanın bulunmadığı, bu durumda, muteriz borçlunun takip dayanağı senetlerden dolayı şahsen sorumlu olmadığı sonucuna varılarak borca itirazının kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Takip konusu çek ile ilgili işlemin (ciro) şube tarafından yapılması halinde, şubeye yapılan tebligatın geçerli olduğu, fakat; takip konusu çek ile ilgili işlemin şirketin kendisi (merkezi) tarafından yapılması ve ticaret sicilinde şubeye yapılan tebligatın şirkete yapılmış sayılacağı kaydı bulunmuyorsa tebligatın geçerli olmasının şirket merkezine yapılmasına bağlı olduğu-
Ödeme emrini alan borçlunun «itiraz müddetinden vazgeçtiğini» bildirerek yaptırdığı haczin, haciz koyduran alacaklı dışındaki alacaklılara etkili olmayacağı «İİK. mad. 20» (Onlar bakımından, daha önce konulmuş olan bu haczin, «itiraz süresinden sonra konulmuş bir haciz» gibi sonuç doğuracağı–
Borçlunun üçüncü kişilerde bulunan alacakları dosyaya celbedilmiş ve bu tutarların paylaştırılması için sıra cetveli düzenlenmiş ise de dosyada üçüncü kişilerden birinden gelen paralara ilişkin sıra cetvelinin bulunamadığı, bu hususun eksik inceleme niteliğinde olup, yasaya aykırı olduğu-
İİK'nun 170/3. maddesi uyarınca, mahkemece borçlunun imzaya itirazının kabulü halinde takibin "durdurulması" yerine "iptaline" karar verilmesi ve hükümde borçlunun imzaya itirazı sonucu karar verildiği halde, inceleme konusu olmayan borca itiraza yer verilmesi isabetsiz ise de, anılan yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması yoluna gidildiği-
Borçlunun, takibin diğer borçlusu olan dava dışı lehtar şirket hakkında açtığı menfi tespit davasının kabulüne karar verilmesinin sözkonusu menfi tespit davasının tarafı olmayan alacaklı aleyhine hukuki sonuç doğurmayacağı-
... İcra Müdürlüğünün ........ E. sayılı takip dosyasına ilişkin olarak İcra Hukuk Mahkemesi'nin alacaklının da taraf olduğu icranın geri bırakılması ilamında borçlu ...'nun adresinin "... mah. ... sok. .... Konutları No:1 Blok D/3 " olarak belirtildiği, bu durumda borçlunun bilinen en son adresinin bu adres olduğu anlaşılmakla, bu adrese tebligat çıkartılmadan, diğer adreslerin bilinen son adres olduğu varsayılarak mernis adresine Tebligat Kanunun 21/2 maddesine göre tebligat yapılmasının usulsüz olduğu-. Mahkemece, borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayetinin kabulü ile Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebligat tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine ve borçlunun sair şikayetlerinin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, borçlunun borca itirazı kabul edildiğinden, İİK’nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken; takibin iptali yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
12. HD. 12.04.2016 T. E: 6681, K: 10765-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.