Davacının aynı konuda açmış olduğu daha önceki davasından ‘’feragat’’ ettiği, feragatın kesin hükmün sonuçlarını doğurması sebebiyle, “menfi tespit ve istirdada dair talebin kesin hüküm nedeni ile reddine” karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı
İcra mahkemesinin takibe yönelik itiraz ve şikayetler hakkında verdiği kararlar kesinleşmeden satış (ihale) yapılabilir mi?
Davacı işçinin eski işyerine iadesi gerekirken, başka bir yer gösterilmesinin işe başlatma mahiyetinde değerlendirilemeyeceği, eski işine başlatılmayan davacı işçinin boşta geçen süre ücreti yanında, işe başlatmama tazminatına da hak kazandığının kabul edilmesi gerektiğinden; boşta geçen süreye ait ücret ile dört aylık süre ilavesiyle kıdem tazminatı farkı hüküm altına alındığı halde, işe başlatmama tazminatı isteğinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Tasarrufun iptali davalarında davanın kabulü halinde İİK. mad. 283 uyarınca davacıya "haciz" ve "satış" istemine yetkisi verileceği ve hükümde bunun açıkça belirtilmesi gerektiği-
Borçlunun kötüniyet tazminat talebi hakkı ile borca itiraz talebi reddedilmiş olmasına ve vekalet ücreti talebinde de bulunulmasına rağmen bu konularda bir karar verilmemiş olmasının ve yargılama giderlerinin kabul-ret oranlarına göre taraflar arasında paylaştırılmamasının isabetsiz olduğu-
İtirazın iptali davası-
Davalının, ödeme savunmasında bulunmakla, bu savını yazılı delille ispatlaması gerekeceği- Her ne kadar dosyaya bir tahsilât makbuzu sunmuş ve bir kısım ödemelerin çekle yapıldığını bildirmişsede, tahsilât makbuzunu imzalayan kişinin davacı adına tahsilât yapıp yapamamaya yetkisi olup olmadığının araştırılması gerektiği gibi, çekle ödemenin de kim tarafından, kime yapıldığının bankadan araştırılması gerekeceği, bütün bu araştırmalar yapılmadan, oluşturulan kararın eksik soruşturma nedeni ile bozulması gerekeceği-
Sebepsiz zenginleşmeden doğan alacağın, (yersiz ödenen paranın) tahsili istemine ilişkin davada; HGK'nun 26.10.1966 gün ve 1965/302 E.- 1966/279 K.sayılı ilamında da açıklandığı üzere; Borçlar Kanunu'nun sebepsiz zenginleşmeye ilişkin hükümlerinden doğan uyuşmazlıklarda, yetkili mahkemenin; davalının, Türk Medeni Kanunu uyarınca ikametgahı sayılan yer mahkemesi olduğu; dir. davalının yekti itirazında, davanın davalı ikamet adresinin bulunduğu yer mahkemesinde açılması gerektiğini belirttiği; yetkili mahkemeyi gösterdiği; yetkisizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek hüküm kurulmasının doğru olmadığı -
Her dava (ve takibin) açıldığı tarihteki şartlara göre değerlendirileceği, takibe başlandıktan sonra sunulan ve takip tarihinden sonraki tarihli ihtiyati haciz kararının başlangıçta mevcut yetkisizliği, geriye dönük olarak ortadan kaldırmayacağı-
Senette tanzim yeri olarak idari birimin adının (kent, ilçe, bucak, köy gibi) yazılması gerekli ve yeterli olup, ayrıca adres gösterilmesi zorunluluğu bulunmadığı- 

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.