Sebepsiz zenginleşmeden doğan alacağın, (yersiz ödenen paranın) tahsili istemine ilişkin davada; HGK'nun 26.10.1966 gün ve 1965/302 E.- 1966/279 K.sayılı ilamında da açıklandığı üzere; Borçlar Kanunu'nun sebepsiz zenginleşmeye ilişkin hükümlerinden doğan uyuşmazlıklarda, yetkili mahkemenin; davalının, Türk Medeni Kanunu uyarınca ikametgahı sayılan yer mahkemesi olduğu; dir. davalının yekti itirazında, davanın davalı ikamet adresinin bulunduğu yer mahkemesinde açılması gerektiğini belirttiği; yetkili mahkemeyi gösterdiği; yetkisizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek hüküm kurulmasının doğru olmadığı -
Her dava (ve takibin) açıldığı tarihteki şartlara göre değerlendirileceği, takibe başlandıktan sonra sunulan ve takip tarihinden sonraki tarihli ihtiyati haciz kararının başlangıçta mevcut yetkisizliği, geriye dönük olarak ortadan kaldırmayacağı-
Senette tanzim yeri olarak idari birimin adının (kent, ilçe, bucak, köy gibi) yazılması gerekli ve yeterli olup, ayrıca adres gösterilmesi zorunluluğu bulunmadığı- 
Gerçek kişilerin yerleşim yeri adresine ilişkin beyanı, aksi çürütülebilir karine niteliğinde olduğundan, mahkemece davalının yetki itirazının HMK. mad. 164 maddesinde gösterilen şekilde incelenmesi için taraflara yetki konusunda delillerini gösterme olanağı tanınarak, yetki itirazı hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
Takibin kesinleşmesinden sonra, vekaletnamesinde feragat yetkisi bulunan alacaklı vekili ile borçlu arasında yapılan protokolde “borçlu hakkındaki takibi devam ettirmeyeceğini” belirtmiş olan alacaklı vekilinin bu beyanı çerçevesinde, icra dosyasına ibraz edilen bu protokol gereğince borçlu hakkındaki takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
İhtiyati haciz kararını veren mahkemenin yargı çevresi içinde bulunan Şanlıurfa İcra Dairesinde takip yapılmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
İhtiyati hacze itirazı inceleyen mahkemenin icra dairesinin yetkisi hakkında karar veremeyeceği, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla yapılan takipte yetki itirazının doğrudan icra mahkemesine yapılması gerektiği (İİK. mad. 169)-
Takip konusu senette birden fazla borçlu bulunması halinde, bunlardan birisinin ikametgahının bulunduğu yerde, (yani; «genel yetkili yerde») tüm borçlular için de takip yapılabileceği (HUMK. 9/II; şimdi HMK. 7), ancak bu hükmün borçlulardan biri için «özel yetkili icra dairesinde» takip yapılması halinde uygulanmayacağı—

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.