HMK'nin haksız fiillerde yetkiyi düzenleyen 16. maddesinde haksız fiilden doğan davalarda uygulamada ve doktrinde oluşan görüşler dikkate alınarak haksız fiilin işlendiği yer dışında zararın meydana geldiği yer, gelme ihtimalinin bulunduğu yer ve karşılaştırmalı hukuktaki örnekler de dikkate alınarak zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinin de yetkili olarak kabul edildiği-
Yetkisizlik kararının, yetkisiz icra dairesince borçluya tebliğ edilen ödeme emrinin iptali ve buna bağlı olarak da yetkisiz icra dairesince konulan hacizlerin hükümsüz kaldığı sonucunu doğurduğu- Yetkili icra dairesince yeniden ödeme emri tebliği gerekip, alacaklı, tebliğ tarihinden itibaren on günlük ödeme süresinin geçmesinden sonra haciz isteyebileceği ve bu nedenlerle yetkili icra dairesince tebliğ edilen ödeme emrinde öngörülen on günlük ödeme süresinden önce konulan hacizlerin geçersiz olduğu-
11. HD. 06.04.2016 T. E: 3670, K: 3729-
3. HD. 17.04.2017 T. E: 2015/19796, K: 5350-
TMK'nun 214/2. maddesinde, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda boşanmaya, evliliğin iptaline veya hakim tarafından mal ayrılığına karar verilmesi durumunda bu davalarda yetkili olan mahkemelerin yetkili olduğu düzenlendiği ancak yetki kesin nitelikte bulunmayıp kesin yetkinin söz konusu olmadığı hallerde, ilk itirazlardan olan yetki itirazının HMK. mad. 19/2 ve 116 uyarınca cevap süresi içinde ileri sürülmesi gerektiği- Mahkemece resen yetki husus değerlendirilerek karar verilmiş ise de; cevap dilekçesinde ileri sürülmeyen yetki hususunun mahkemece resen gözetilmesi mümükün olmadığından, yargılamanın kaldığı yerden devamı ile HMK hükümlerince devam ettirilip gerekli usul işlemlerinin yürütülmesi gerektiği- 
Borçlunun itirazında yetkili mahkemeyi belirtmemesi veya gösterdiği mahkemenin yetkili olduğunu ispat edememesi halinde yetki itirazının da reddi gerekeceği-
Davalı borçlu, aleyhindeki icra takibinde hem borca hem de icra dairesinin yetkisine itiraz etmekle, itirazın iptali davalarında “yetkili icra dairesinde takip yapılması” dava şartlarından olup, bu durumda mahkemenin öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı sonuçlandırıp, oluşacak duruma göre diğer talepleri inceleme konusu yapması gerekeceği-
Yargılama aşamasında davalılar vekilince davacı tarafın dava dışı kişi ile ilgili isteminin 6.875,80 TL'sini kabul etmiş olması karşısında mahkemece davalıların kabul ettiği miktar ile ilgili olarak yargılama giderinden sorumlu tutulup tutulamayacaklarının değerlendirilmemesinin doğru olmadığı-
Dava konusu icra takibinde hem borca hem de icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiştir. İtirazın iptali davalarında yetkili icra dairesinde takip yapılması dava şartlarından olup, bu durumda mahkemenin öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı sonuçlandırıp, takibin yapıldığı icra dairesinin yetkili olduğunun anlaşılması halinde işin esasını incelemesi, aksi takdirde “yetkili icra dairesinde girişilmiş bir icra takibi bulunmadığı” gerekçesiyle “davanın reddine” karar vermesi gerekirken, icra dairesinin yetkisine yönelik hiçbir inceleme yapılmadan, “dava dilekçesinde bu konuda bir itiraz getirilmediği” şeklindeki yanılgılı gerekçeye dayanılarak hüküm kurulmasının bozmayı gerektireceği-
Davanın esası hakkında sağlıklı bir sonuca ulaşılabilmesi için yeminli mali müşavirler odasından tesbit edilecek üç kişilik bilirkişi marifetiyle dosyadaki belgeler, tarafların mali kayıtları üzerinde yeniden inceleme yaptırılması sözleşmenin kira parasını düzenleyen özel hükmü de dikkate alınarak eksik ya da fazla ödeme olup olmadığı araştırılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.