Menfi tespit ve istirdat davalarının takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabileceği-
Y.in kesin olmadığı davalarda, davalı süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkemenin yetkili hale geleceği, hakimin doğrudan (re'sen) yetkisizlik kararı veremeyeceği-
"Yetki itirazı" bir ilk itiraz olduğuna göre, yetki itirazının, artık, HMK. mad. 117/3 uyarınca bir "ön sorun" olarak incelenmesi gerektiği-
9. HD. 05.06.2018 T. E: 3482, K: 12694-
Davalı borçlu, aleyhindeki icra takibinde hem borca hem de icra dairesinin yetkisine itiraz etmiştir. Davacı vekili, borçlunun yetkili olduğunu bildirdiği yerde dava açmak suretiyle zımnen borçlunun bildirdiği yerin yetkili olduğunu kabul metmiş sayılır. Kural olarak icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz edilmesi durumunda, İİK’nun 50. maddesi uyarınca mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın incelenmesi gerekir. Mahkemece bu yönde bir inceleme yapılmamışsa da, yukarda belirtildiği gibi davacı vekilinin, davalının gösterdiği icra dairesinin yetkisini zımnen kabul etmiş sayılacağından, bu icra dairesince yeni bir ödeme emri çıkarılması ve itiraz halinde ona karşı itirazın iptali davası açması gerekeceği-
"Kesin yetki kuralı"nın söz konusu olmadığı hallerde mahkemelerin "yetki"sine yönelik itirazlar, "ilk itiraz"lardan olup (HMK. mad. 116/1-a) bu hususun, mahkemece öncelikle ve esasa girilmeden "ön sorun"lar gibi inceleneceği ve karara bağlanacağı (HMK. mad. 117/3), hakimin, ön sorun hakkındaki kararını taraflara tefhim veya tebliğ edeceği, (HMK. mad. 164/3), yetki itirazı hakkında verilen ara kararının ilgilisine tebliğinde yasal zorunluluk bulunduğundan, davalının yokluğunda hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.