Bir kimsenin ikametgahının yerleşmek niyetiyle oturduğu yer olduğu, bir kimsenin birden fazla ikametgahının olamayacağı, bir ikametgahın değişmesinin yenisinin ittihazına bağlı olacağı-
İİK’nun 261. maddesinin ihtiyati haciz kararının infaz edilmesi gereken yeri belirlediği, icra takibi yönünden icra dairesinin yetkisinin anılan maddede belirlenmediği, yetki konusunda İİK’nun 50. maddesi atfı ile HMK’nun genel yetki kurallarının uygulanması gerektiği-
«Taksim sözleşmesi»nden kaynaklanan davaların, miras bırakanın son yerleşim yerinin (ikametgâhının) bulunduğu mahkemede açılabileceği -
İİK'nın ilgili hükümleri uyarınca yapılması gereken itiraz incelemesinde, "ihtiyati haciz istemi asıl alacağın tahsili konulu davanın açıldığı mahkemeden talep edildiği ve bu mahkemece ihtiyati haciz kararı verildiğine göre, itiraz incelemesi için de aynı mahkemenin yetkili olduğu bu durumda mahkemece itiraz incelemesi yapılması konusunda yetkili olunduğu" gerekçesiyle "bu yöndeki itirazın reddine" karar verilip, itirazın genel hükümlere göre değerlendirilmesi gerektiği- TTK'nın 1357/1 maddesine göre, asıl alacak ile ilgili dava Türk mahkemelerinde açılmış olduğundan ihtiyati hacze itiraz incelemesi için Türk mahkemelerinin yetkili olduğu-
Hakem davasında sözleşmeden kaynaklanan bakiye alacak istenmiş olup, sözleşme ve dava konusu dikkate alındığında kamu düzeni ve tahkime elverişli olmayan bir durum olmadığı, taraflar arasındaki sözleşmenin 42. maddesinde tahkim şartı olup, ................ Şirketi tarafından ............... Asliye Ticaret Mahkemesinin ............... Esas sayılı dosyasında açılan bedel istemine ilişkin davada ........... Şirketinin tahkim ilk itirazında bulunması üzerine, mahkemece davanın usulden reddine dair verilen kararın kesinleştiği, ................ Şirketi kendi hakemini seçmediğinden sözleşmenin 42. maddesi uyarınca ........... şirketince mahkemeye müracaat ederek hakem tayin ettirdiği, ........ Şirketince mahkemede açılan davada tahkim ilk itirazında bulunulduğundan ve bu itirazı kabul edildikten sonra hakem seçmeyerek tahkim yargılamasından kaçınmak istemesinin TMK’nın 2. maddesinde düzenlenen iyiniyet kuralına ve HMK’nın 29. maddesinde düzenlenen dürüst davranma ilkesine aykırı olduğu, ileri sürülen diğer iptal sebeplerinin davanın esasına ilişkin olduğundan HMK 439/2 de sınırlı sayılan iptal sebeplerinden olmadığı, tarafların eşitliği ilkesi ve hukuki dinlenilme hakkına riayet edilmediğine ilişkin beyanların ve delillerin sözleşmenin hatalı ve yanlış değerlendirildiği dışında herhangi bir gerekçe ve somut iddia bulunmadan yapıldığı, ihlalin ispatlanmadığı, genel mahkemede açılan dava ile tahkim davasının aynı nitelikte olduğu, kaldı ki tahkime konu uyuşmazlık sözleşmeden kaynaklandığı ve sözleşmede tahkim şartı bulunduğu, bedelin muvazaalı olduğu iddiasının mahkeme önünde ileri sürülebilecek hususlardan olup, kamu düzenine ilişkin bulunmadığı, açılan iptal davasında re'sen incelenmesi gereken kamu düzenine aykırılık ve tahkime elverişli olmama hali bulunmadığı gibi, davacı tarafça ileri sürülen iptal sebeplerinden HMK'nın 439. madde kapsamında incelenmesi gereken sebepler yönünden usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı-
Dava konusu haczin, borçluya ödeme emrinin bizzat tebliğ edildiği adreste yapıldığı, haciz adresinde borçlu adına evraklar bulunduğu, borçlu ile 3. kişi şirketin ortağı arasında kardeşlik gibi yakın akrabalık bağı bulunduğu, bu kapsamda İİK 97/a maddesinde düzenlenen karinenin alacaklı yararına olduğu, ispat yükü altında olan ve karinenin aksini her türlü delille kanıtlama olanağına sahip davacı 3. kişinin karinenin aksini kesin ve inandırıcı delillerle ispatlayamadığı anlaşılmakla mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önüne alınarak, davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
İhtiyati hacze itiraz eden vekili, müvekkilinin yerleşim yerinin E., çekin keşide yerinin İzmir, muhatap bankanın da Urla olduğunu belirterek yetki yönünden ihtiyati hacze itiraz etmiş olup, mahkemece, yetki itirazında doğru yetkili yer gösterilmediğinden ve muterizinin adresinin İstanbul olması nedeniyle itirazın reddine karar verilmesinin yerinde olduğu-
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 5. maddesinde yer alan yetki kuralının kesin yetki olup olmadığı, iş kazasından kaynaklanan tazminat davaları yönünden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun özel yetki kurallarının uygulama yeri bulunup bulunmadığı-
İhtiyati haciz kararının, verildiği tarihten itibaren 10 gün içinde ve kararı veren mahkemenin yargı çevresindeki icra dairesinde infazının gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.