Takip alacaklısı tarafından, muhatap bankanın bulunduğu yer ile çekin keşide yerinde takip yapılabileceği gibi, İİK'nun 50. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken HMK'nun 6. maddesi uyarınca; borçlunun takip tarihindeki yerleşim yeri icra dairesinde de takip yapılabileceği-
Davalı yan, gerek icra takibine vaki itirazında, gerekse de davaya cevap dilekçesinde “mal alımı karşılığında doğan tutarın davacı firma hesabına havale edildiğini” ileri sürmüş, nitekim davalı defter kayıtları üzerinde yapılan incelemede takip tarihinden sonra davadan önce bu tutarın davalı şirketçe ödendiği tespit edilmiştir. Bu durumda bu ödeme göz önüne alınarak karar vermek gerekirken, “davanın kabulüne” karar verilmesinin bozmayı gerektireceği-
Davacı satışa konu malların davalının Posof’ daki şantiyesine teslim edildiğini iddia etmiş, davalı vekili de cevap dilekçesindeki açıklamaları ile “davacının belirtilen yere mal getirdiğini, ancak ilk zamanlar iyi mal getirdiği halde daha sonra ayıplı mal getirdiğinden” söz ederek, malların Posof’ daki şantiyede teslim edildiği yolundaki iddiayı kabul etmiştir. Bu durumda sözleşmenin ifa yerinin Posof olduğunun ve İİK.’ nun 50. maddesi yollaması ile HMK.’ nun 10. maddesi uyarınca Posof İcra Daireleri ve Mahkemelerinin de yetkili olduğu gözetilerek, işin esasına girilmesi gerekirken, somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulmasının, hükmün bozulmasına neden olacağı-
Krediyi kullandıran Bankanın Ağrı Şubesi olduğu ve borçluların yerleşim yerlerinin de Ağrı olduğu hususları göz önünde bulundurularak ihtiyati hacze itirazın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Alacaklı vekilince yetki itirazının kabulüne ilişkin mahkeme kararının kesinleşme tarihinden itibaren HMK'nun 20. maddesinde öngörülen 2 haftalık süre geçtikten sonra dosyanın yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesine ilişkin başvuruda bulunulduğundan, mahkemece takibin açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekeceği-
İcra dairesinin yetkisi konusunda HUMK hükümlerinin kıyasen uygulanacağı (İİK. mad 50), 1086 s. HUMK.’nun 12. maddesine 6100 s. HMK.’da yer verilmemiş ise de, ihtiyati haciz kararının alındığı ve takibin başlatıldığı tarihte HUMK. mad. 12 yürürlükte olduğundan, anılan madde uyarınca ihtiyati haciz kararından sonra ihtiyati haciz kararı veren mahkemenin bulunduğu yerde icra takibi başlatılabileceği ve dava açılabileceği-
Davacının sunduğu banka dekontunun açıklama kısmında "borç parası" ibaresinin yer aldığından, davacı açısından yaklaşık ispat hali gerçekleştiği ve ihtiyati haciz isteminin kabulüne ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu-
İş mahkemesinin yetkisinin kamu düzeniyle ilgili olduğu, hakimin, davanın her aşamasında yetki itirazını dikkate alabileceği gibi, kendisinin de res'en yetkisizlik kararı verebileceği- Davacı davalılardan ... A.Ş.'nin asıl işveren şirket olduğunu, diğer davalı şirketlerin ise alt işveren olduklarını iddia etmekte olup davacı vekili tarafından ticaret sicil gazetesine göre davalılardan diğer A.Ş.'nin yerleşim adresi Konak İzmir olarak göründüğü, diğerlerinin ticaret sicil kayıtları ise dosya içerisinde bulunmadığı anlaşıldığından, mahkemece, taraf teşkili sağlandıktan sonra, dava tarihi itibari ile davalı şirketlerin güncel ticaret sicil kayıtları celp edilerek ve tüm dosya kapsamında yer alan deliller birlikte değerlendirilmesi ve mahkemenin yetkili olup olmadığı konusunda karar verilmesi gerektiği-
İtirazın iptali davası-
Taraflar arasındaki uyuşmazlık sözleşmeden kaynaklandığından, HMK'nun 10. maddesinde değinilen özel yetki gereğince sözleşmenin yapıldığı ve ifa edileceği yer icra dairesi de yetkili olduğundan, yetkisiz icra dairesinde takip yapıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.