Boşanma davasında velayete ilişkin olarak, çocuğun idrak gücüne sahip olduğunun kabul edildiği durumlarda çocuğa adli merci önündeki kendilerini ilgilendiren davalarda kendi görüşünü ifade etmesine müsaade edilmesini ve yüksek çıkarına açıkça ters düşmediği takdirde, ifade ettiği görüşe gereken önemin verilmesi gerektiği; çocuğa görüşünü ifade etme olanağının tanınmaması ve velayetin düzenlenmesine esas olmak üzere herhangi bir uzman incelemesi de yaptırılmadan hüküm kurulmasının bozmayı gerektirdiği -
Mahkemece alınan, 23.06.2016 tarihli raporda sadece baba ve anne ile görüşülmek suretiyle velayete ilişkin rapor tanzim ettirilmiş, uzman tarafından çocuğun hazır edilemediği için çocukla görüşme yapılamadığı da belirtilerek velayetinin anneye verilmesine engel bir durum olmadığının belirtilerek eksik inceleme ve araştırma kurulmasının yasaya aykırı olduğu-
Annenin velayet görevlerini yerine getirmesine engel bir durumu ve bu konuda bir ihmali saptanmadığına göre, uzman raporundaki öneriye değer verilerek, çocuğun üstün yararı gereğince velayetinin anneye verilmesi gerekeceği-
Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe, ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia ve savunmalarını genişletebileceği yahut değiştirebileceği, ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra ise diğer tarafın açık muvafakati ve ıslah dışında iddia ve savunmanın genişletilemeyeceği yahut değiştirilemeyeceği (HMK. md. 141/1) -
Müşterek çocuklardan yaşı büyük olana, velayeti ile ilgili tercihi sorulmalı, olası sonuçlarından bilgilendirilmeli ve mahkeme nezdindeki aile mahkemesi uzmanlarından çocukların velayetine esas teşkil etmek üzere rapor alınmalı, tüm deliller birlikte değerlendirilerek, ebeveynlerden hangisinin yanında bulunmanın çocukların çıkarına olduğu saptanmalı ve düzenleme yapılırken kardeşlerin birbirinden ayrılmamaları da gözetilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Velayet hususunda ana ve babanın yararı ile çocuğun yararı çatıştığı takdirde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gerekeceği-
Davalı babanın velayeti fiilen kullanmaması ve “kardeşlerin birbirinden ayrılmaması ilkesi” gereğince, velayetlerinin anneye verilmesi gerekeceği-
Yoksulluk nafakası yükümlüsünün çalışmasına bedensel veya ruhsal bir engeli bulunmadığı sürece, düzenli bir gelirinin bulunmamasının onu yoksulluk nafakası yükümlülüğünden kurtarmayacağı- Aksi düşüncenin, yoksulluk nafakası alacaklısının haklarını ileriye dönük olarak kaybetmesine sebep olacağı- Yoksulluk nafakası yükümlüsünün ekonomik durumunun ancak nafaka miktarının belirlenmesinde dikkate alınacağı-
2. HD. 06.04.2017 T. E: 497, K: 3945-
Basit yargılama usulüne tabî olan pek çok dava ve işin sözlük anlamıyla “basit” davalar olmadığı- Nafakanın arttırılmasına ilişkin davada duruşma yapılarak inceleme yapılmasının zorunlu olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.