Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekeceği ancak, olayda davalılar farklı olduğundan kesin hükmün koşullarının oluşmadığı, ayrıca, asıl-alt işverenlik ilişkisinde mecburi dava arkadaşlığının söz konusu olmadığı-
İhtiyari takip arkadaşı her iki borçlunun ödeme emrine itirazı üzerine duran takibin devamını sağlamak amacıyla açılan itirazın iptali davasında da her iki borçlu ihtiyari dava arkadaşı olarak yer almış olup mahkemece davanın kısmen kabulü ile takibin devamı yönünde verilen ilk kararın temyiz etmeyen davalı yönünden kesinleşmiş olacağı ve takibin bu borçlu yönünden hükmolunan miktar üzerinden devam edeceği-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil ve alacak isteklerine ilişkin davada, elbirliği (iştirak) halinde mülkiyet söz konusu olup, dava dışı ortaklar bulunduğundan miras şirketine TMK'nun 640. maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiği-
El birliği (İştirak) halinde mülkiyet, yasa veya yasada belirtilen sözleşmeler uyarınca aralarında ortaklık bağı bulunan kişilerin, bu ortaklık nedeniyle bir mala veya hakka birlikte malik olma durumu olduğu-El birliği mülkiyetin (ortaklığın) tüzel kişiliği olmadığı gibi eşya üzerinde ortaklardan her birinin doğrudan doğruya bir hakkı da olmadığı, mülkiyetin bir bütün olarak ortaklardan tümüne ait olduğu- El birliği mülkiyet türünde malikler mülkiyet payları ayrılmadığından paydaş değil, ortak olduğu, elbirliği (İştirak) halinde mülkiyetin bu özelliği itibariyle ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu-
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı H.U.M.K’nun 288.’nci maddesi (yargılama sırasında 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK'nun 200.maddesi) gereğince davacı tarafından talep edilen kira miktarına göre kira bedelleri ancak kesin delillerle kanıtlanabileceği-
Mirastan doğan iştirak halindeki mülkiyette, ortaklardan birinin ya da birkaçının kendi adına MK.nun 683. maddesi hükmüne dayanarak üçüncü kişilere karşı açtığı elatmanın önlenmesi davalarında, davanın yürütülebilmesi için diğer ortakların onamının (muvafakatının) alınması ya da MK.nun 640.maddesi uyarınca bir mümessil tayin ettirilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki adi yazılı devre mülk sözleşmelerinin tapu memurluğu önünde resmî senede eklenmediği ve tapu kütüğünün beyanlar hanesine işlenmediği için geçersizdir ve hukuken hiçbir hüküm ve sonuç doğurmayacağı- "Geçersizliğin tüketici aleyhine ileri sürülmesinin Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun gereği mümkün olmadığı kabul edilmişse de, sözleşme tarihinde yürürlükte olmayan 6502 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığı- Geçersizliğin hukuki müeyyidesi olan kesin hükümsüzlük hâlinde sözleşmenin baştan itibaren hukuken hiçbir hüküm ifade etmeyeceği, tarafları için sözleşmeye uygun davranma yönünde hak ve borç doğurmayacağı için taraflar birbirini ifaya zorlayamayacağından, sözleşmenin süresinde ifa edilmediğinden ve buna dayalı olarak tazmini gerekir bir zarar bulunduğundan bahsedilemeyeceği- Mahkemenin sözleşmenin her an ifa ile geçerli hâle gelebileceği yönündeki gerekçesinde ve davacıların geç teslim nedeniyle kira kaybı tazminatı yönündeki taleplerinde hukuka uygunluk bulunmadığı-
İİK.nun 149.maddesine göre aralarında zorunlu takip arkadaşlığı olan borçlu ile rehin veren hakkında birlikte takip yapılmasının gerekeceği-
Trafik kazası sonucunda ölüm nedeni ile destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemi-
Borçlunun iflas etmiş olması halinde, dava dilekçesinin bir örneğinin iflas idaresine gönderilerek, davaya dahil edilmesi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.