Muvafakatnamedeki imza davacı kadına ait olmasa da ipotek tesisi için eşin rızasını alma yönünde girişimi olan bankanın taşınmazın aile konutu niteliğini bilmediğinin söylenemeyeceği, muvafakat belgesindeki imzanın rızası gereken davacı eşe ait olup olmadığını araştırmadan aile konutu üzerine ipotek tesis ettiren ipotek alacaklısı banka ile halefiyet yoluyla ödediği tutar oranında alacakla birlikte rehin haklarına sahip olan kefilin TMK mad. 1023'de düzenlenen tapuya güven ilkesinden yararlanamayacağı- Fer’i müdahil banka hakkında hüküm kurulması ve bankanın yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasının isabetsiz olduğu-
Muarazaanın giderilmesi-Tespit-
Mahkemece, “taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin düzenlendiği tarihin, borcun doğumundan önce olduğu” kabul edilerek, tasarrufun iptali davasının reddine karar verilmiş ise de, tapuda taşınmazın devir işlemi, borcun doğumundan sonra olduğundan ve taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin tapuya alıcı adına şerh verilmesi halinde, sözleşmeden doğan hak güçlendirilerek daha sonraki hak sahiplerine karşı ileri sürülebilecek duruma geleceğinden, mahkemece satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerh edildiği tarihin araştırılarak, bu tarihin borcun doğumundan önce olması halinde davanın reddine, sonra ise davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği–
İtirazın iptali ve tahliye-
Borçlu şirket borcun doğumundan sonra, takip tarihinden de kısa bir süre önce İİK. mad. 280/3 kapsamında, alacaklıya zarar verme kastı ile ticari emtiasının önemli bir bölümünü üçüncü kişiye devretmiş olduğundan, aynı alanda faaliyet göstermeleri nedeni ile, üçüncü kişinin borçlunun içinde bulunduğu mali durumu, dolayısıyla alacaklıya zarar verme kastını bilebilecek durumda olduğu- Devirin, gerçek olduğu kabul edilse bile, İİK’nun 44. madde gereklerinin yerine getirilmediği görüldüğünden, devralan üçüncü kişinin işletmenin borçlarından iki yıl süre ile sorumlu olacağı-
Ecrimisilin, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olduğu, ancak davalının taşınmazı kullanımına muvafakatı olan davacının dava açmasıyla muvafakati geri aldığının kabulü gerekeceği-
Temerrüt sebebiyle kiarlananın tahliyesi ile 36.000,00.-TL kira alacağının davalılardan tahsili istemlerine-
Taraflar arasında 15.07.2009 başlangıç tarihli, 3 yıl süreli kira sözleşmesinin varlığı hususunda uyuşmazlık olmadığı, kira sözleşmesinde 2009 yılı kira bedeli 5.000 Euro, 2010 yılı kira bedeli 5.000 Euro ve 2011 yılı kira bedeli 6.000 Euro olarak belirlenmiş olup, bundan kira bedellerinin yıllık olarak ödeneceği anlaşıldığı, ancak sözleşmede kiranın ne zaman ödeneceği belirtilmediğinden kiranın yıl sonuna kadar ödenebileceğinin kabulü gerekeceği, bu durumda takip tarihi itibariyle takibe konu kira parası henüz muaccel olmadığından mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle kiralananın tahliyesine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Karayolları Taşıma Kanunu gereğince kiraya veren aleyhine kesilen idari para cezasının kiracıdan tahsiline yönelik takibe itirazın iptali istemi-
Davalı yargılamada, ödeme savunmasında bulunduğu; getirtilen banka ekstrelerinde davacının banka hesabına ödeme emrinin tebliğinden önce, tebliğ günü ve dava açıldıktan sonra ay isimleri açıklaması bulunmayan kira ödemelerinin davalı tarafından yatırıldığı görüldüğü, davalı icra takibine itiraz etmediğinden, takibe ve takibe konu kira alacağı kesinleştiği, takip alacağının ödeme emrinde verilen yasal 30 günlük ödeme süresi içerisinde ödendiği davalı tarafça ıspatlanamadığından temerrüdün gerçekleştiğinin kabulü gerekip bu durumda, Mahkemece tahliye kararı verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.