Kiracının -kural olarak- kiralanana yaptığı faydalı ve zorunlu masrafları davalı kiraya verenden isteyebileceği düşünülse de kira sözleşmesinde, kiracının kiralanan şeyin içinde ve dışında yaptıracağı tezyinat masraflarının kendisine ait olacağı ve mukavele müddeti bittiğinde yapılan her turlu masraf için tazminat istemeye hakkı olmayacağı ve bu gayrimenkul inşaatın tamamının mal sahibinin olacağı kararlaştırılmış olduğundan, davacı kiracının kiralanan taşınmaza yaptığı faydalı imalat masraflarını talep edemeyeceği-
Mahkemece Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün 14.9.2001 tarih ve 2001/20 sayılı genelgesi doğrultusunda araştırma yapılması, taşınmazın meşruta olup olmadığı, vakfiye şartlarına uygun olarak kullanılıp kullanılmadığının belirlenmesi, binanın ilk yapıldığı haliyle muhafaza edilip edilmediği ya da yıkılıp yeniden inşaa edilmiş olup olmadığının saptanması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Fuzuli işgalin tarafların karşılıklı ve birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, haksız bir eylem sayılması gerekeceği- Bozmadan sonra keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasının ıslah hakkını ortadan kaldırmayacağı- Kişinin kendisine tahsis edildiğini düşündüğü dairede oturması kötüniyetli kabul edilemeyeceğinden ecrimisile hükmedilmemesi gerekeceği-
İcra hukuk mahkemesi, kira alacağının tahsili için tahliye istekli olarak yapılan icra takibine itiraz edilmesi nedeni ile itirazın kaldırılması ve temerrüt nedeni ile tahliye istemine ilişkin görevsizlik kararı veremeyeceğinden işin esası incelenerek davalı kiracının icra takibine itirazında kiracılık ilişkisine itiraz etmediği gözetilerek işin esasının incelenmesi gerekeceği-
Bir yıl süreli kira sözleşmesinde "kira bedelinin üç taksitte ödeneceğinin" kararlaştırılmış olması halinde, kira bedelinin "dört ay ara ile 1/3 oranında" yatırılması gerekeceği
Kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali ve tahliye davasında taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığından ve davalı kiracı kira ilişkisine karşı çıktığına göre, bu durumda kural olarak kira ilişkisinin varlığını ve kira miktarını davacının kanıtlaması gerektiği (TMK. 6), yıllık kira miktarına göre bu iddianın tanıkla kanıtlanması mümkün olmadığından yemin deliline de dayanan davacıya bu hakkı hatırlatılarak bir karar verilmesi gerekeceği-
Takip konusu alacak kira alacağı olup, yazılı kira sözleşmesinde miktarı ve vadesi açıkça yazılı olduğundan takip konusu kira alacağının belli ve muayyen ve likit olduğu ve mahkemece davacının talebi üzerine icra dosyasına yatacak olan paranın alacaklıya ödenmemesi hususunda tedbir kararı verildiği görülmüş olduğundan davalı kiraya verenin vekilinin %40 (şimdi %20 ) icra tazminatı isteminin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
"Örnek 14 tahliye emri" üzerine icra dairesi yerine icra mahkemesine yapılacak itirazın geçersiz olacağı–
Davada husumet ehliyeti dava şartı olduğundan mahkemece bu hususun resen incelenmesi gerektiğinden,davacının malik olup olmadığı ve sözleşmeyi vekaleten imzalayıp imzalamadığı üzerinde durularak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
HUMK.’un 440/III–3. maddesinin açık ve amir hükmü uyarınca, yerel mahkemenin Hukuk Genel Kurulu’nun, dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesinin doğru olmadığına ilişkin bozma kararına karşı, karar düzeltme yoluna başvurulamayacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.