Vasiyetnamenin saklı payları yok ettiği iddiası tenkis istemini de içerdiğinden, verasetin iptali davasının sonucu beklendikten sonra davacının tenkis istemi hakkında gerekli deliller toplanarak uygun bir karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu taşınmazın akit tarihindeki gerçek değeri ile akitteki değeri arasında fahiş fark bulunması, davalının temlik tarihinde 16 yaşında olup alım gücü bulunmaması işlemin danışıklı oluğunu göstermektedir. Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmasının hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
Muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil davalarında, uyuşmazlığın sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi için, miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer vermeyecek biçimde ortaya çıkarılmasının gerekeceği–
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis isteği-
"Muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaanın, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türü olduğu; söz konusu muvazaada miras bırakanın gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istediği- Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçıların dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilecekleri; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesinin, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlı olduğu; gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulmasının genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesinin de büyük önem taşıdığı; bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk arz ettiği- Somut olaya gelince; dinlenen davacı tanıklarının muris muvazaasını kanıtlar şekilde somut ve açık beyanda bulunmadıkları, ayrıca dava konusu temlikin davacılardan mal kaçırma amacı ile davalıların murisi olan S.'e temlik edildiğinin davacılarca usûlüne göre kanıtlanamadığı, salt bedeller arası oransızlığın muris muvazaasının kanıtı olamayacağı-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tenkis isteği- Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaanın, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istediği; Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devrettiği- Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237 ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilecekleri- Öte yandan miras bırakan sağlığında hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yapmışsa mal kaçırmak kastından söz edilmeyeceğinden olayda 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanamayacağı-
Okur yazar kişiler bile, dileğine göre ve hiç bir sebep bildirmeye veya vasiyetnameye yazdırmaya yer olmaksızın okuyamayan veya imzalayamayanlar gibi resmi vasiyetname düzenletme yolunu seçebileceği- Okur yazar kişilerce, okuyamayan veya imzalayamayanlar gibi resmi vasiyetname düzenletme yolunun seçilmesi halinde de; TMK. nün 535/2. maddesinde gösterilen şekle uyulmak zorunda olduğu-
Mirasçılıktan çıkarılan kimse bu duruma itiraz ederse iskat sebebinin varlığını çıkarmadan yararlanan mirasçı veya vasiyet alacaklısının ispat etmesi gerekeceği, davalı, iskat sebeplerinin varlığını ispatladığından iskatın geçerli olduğu, bu durumda davacıların ıskatın iptaline ilişkin davalarının reddine karar verilmesi gerekeceği -Mirastan ıskat sebeplerinin ve şartlarının bulunmadığının tespiti ve ıskat sebebinin varlığının ispat edilememesi halinde, tasarrufun mirasçının saklı payı dışında yerine getirileceği, bu sebeple böyle bir durumda davanın tenkis davası olarak görülüp, tenkis hükümleri çerçevesinde inceleme yapılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekeceği-
Tenkis davalarında dava dilekçesinde gösterilen değerin harca esas değer olup, bağlayıcı olmadığı ve yapılan inceleme ile saklı paya elatılan miktardaki farklı ise bu miktara da hükmedilebileceği, somut olayda, tenkis isteği kabul edildiğine göre sadece davacılar lehine avukatlık parasına hükmedilmesi gerekeceği-
MK. 565/3 ve 565/4 uyarınca tasarrufların tenkis edilebilme koşulları -

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.