Dava, itirazın iptali talebine ilişkin olup uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Bu gibi uyuşmazlıklarda, bir eserin meydana getirilerek iş sahibine ifa olarak teslim edildiğini kanıtlama yükü, bunu iddia eden yükleniciye, eser bedelinin ödendiğini ispat yükü ise bunu savunan iş sahibine düşer. Davacı iddiasını yazılı delille kanıtlamış değildir. Olayda dava konusu miktara göre tanık dinletilmesine de olanak yoktur. Ancak taraflar tacir olduğundan iddia ve savunmalarını ticari defterlerle ispat edebilirler. TTK.’nun 82. maddesine göre ticari işlerden dolayı tacir sıfatı taşıyan kimseler arasında çıkan uyuşmazlıklarda ticari defterlerin delil olarak kabul edilmesi için, tasdike tabi olan defterlerin usulüne uygun tasdik edilmiş olması ve defterlerin bütününün birbirini teyit etmesi şarttır. Aksi takdirde defterler delil olmaktan çıkar. Diğer bir kurala göre de tacir olan taraflar defterleri üzerinde inceleme ancak iki tarafın ticari defterleri dâhil olmak üzere yapılır. Olayda, davacı delil listesinde ticari kayıtlara dayandığını bildirmiş, davacının defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapıldığı halde, davalının ticari defter ve kayıtları istenmemiş ve bilirkişi incelemesi yapılmamıştır. Tacir olan davalının ticari defter ve kayıtları incelenmeden davanın reddine karar verilmesinin, hükmün bozulmasına neden olacağı-
2004 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesinin birinci fıkrasıyla, iflasın açılması ile hukuk davalarının ikinci alacaklılar toplantısından 10 gün sonrasına kadar duracağı öngörülmüş olup, müflisin davalı olduğu hukuk davaları bakımından iflas idaresinin, alacaklıları incelerken, bu alacağı davalı (çekişmeli) alacak olarak sıra cetveline geçireceği, dava konusu alacağın, dolayısıyla davanın kabul edilip edilmeyeceği hakkındaki kararın, ikinci alacaklılar toplantısında verileceği, bir hukuk davasının kayıt kabul davasına dönüşmesinin, davalının iflas etmesine ve iflas idaresinin de davaya konu alacağı iflas masasına kabul etmemesine bağlı olduğu, ikinci alacaklılar toplantısında, alacak iflas masasına kesin olarak kayıt ve kabul edilmiş ise davanın konusuz kalacağı, alacak kısmen veya tamamen reddedilmiş ise davaya alacağın iflas masasına kayıt ve kabulü davası olarak devam edileceği, bu itibarla, eldeki dava bakımından bir değerlendirme yapılarak (kayıt kabul davasına dönüşüp dönüşmediği değerlendirilip dönüşmesi halinde o yönde yargılama yapılarak) varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekeceği-
Uyuşmazlık, dava ve takip konusu bononun, davacı asıl borçlu şirkete kullandırılan kredinin teminatı olarak düzenlenip düzenlenmediği, davacıların takip konusu bono sebebiyle borçlu olup olmadıkları, takip tarihi itibarıyla talep edilebilir bir alacağın bulunup bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır...
Hasılat kirası sözleşmesine dayalı alacağın tahsili istemi-
Ödediği bedel kendisine verilmeyen tarafın, parası iade edilinceye karar yararlandığı ürünleri tazmin etmek ve ecrimisil ödemekle yükümlü olmayacağı-
Davalı taşınmazı cebri icra yoluyla tahliye ettiğini iddia etmiş ise de buna ilişkin delillerini ibraz etmemiş olup, mahkemece tarafların tahliyeye ilişkin delillerinin araştırılıp toplandıktan ve taşınmazın kiralanmasına ilişkin ihale evrakları getirtildikten sonra taşınmazın tahliye tarihi belirlenerek davalı kiracı olan tarihine kadar ki kira bedelinden sorumlu olacağından bu tarihe kadar olan kira borcu üzerinden davalının itirazının iptaline karar vermek gerektiği-
Mirasbırakan eşi M.E. Yazıcıoğlu’nun maliki olduğu 260 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki 45 nolu bağımsız bölümü davalıya satış suretiyle devrettiğini, temlikin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile mirasbırakan adına tesciline, ıslahla miras payı oranında adına tesciline-
İİK.nın 269/2 maddesi hükmüne göre borçlunun, itirazında kira akdini açık ve kesin olarak reddetmezse akdi kabul etmiş sayılacağı-
Takip konusu senede karşılık davacı yanca yapılan ödemenin senedin tanzim tarihinden önceye ilişkin olduğu, bu ödemelerin senet borcuna mahsuben yapıldığının kabulünün mümkün olmadığı, ayrıca davacının yemin deliline dayanmadığı gerekçesiyle menfi tespit davasının reddine karar verileceği-
Ceza mahkemesince, «zamanaşımı nedeniyle ceza davasının ortadan kaldırılmasına» karar verilmiş dahi olsa, ceza hakiminin «sanığın (alacaklının) sahtekarlık yaptığını» tesbit eden kararının, olay yönünden hukuk hakimini de bağlayacağı (BK. mad. 53; şimdi; TBK. mad. 74) ve mahkemece «olumsuz tesbit davasının kabulüne (senedin iptaline) karar verilmesi gerekeceği–

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.