İ. sözleşmesine dayalı davada, davacı iddiasını yazılı delil ya da delil başlangıcı veya ikrar gibi kesin bir delil ile ispatlayamamış ise de açıkça yemin deliline dayandığını bildirdiğinden, mahkemece davacıya yemin delilini kullanıp kullanmayacağı hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İnançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemi-uyuşmazlığın çözümünde etkili olan delillerin toplandığı ve değerlendirildiği gözetilerek ikinci adım mahiyetindeki TBK’nin 97. maddesinin uygulanması değerlendirilerek bir sonuca gidilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile HMK’nin 353/1.a.6 maddesine aykırılık gerekçe gösterilerek hükmün ortadan kaldırılamayacağı-
Harici taşınmaz satış sözleşmesinde belirlenen satış bedeli ile cezai şartın iadesi istemi-
Kıdem, ihbar tazminatı, fazla çalışma, ücret, izin, genel tatil ile vergi iadesi alacaklarının ödetilmesine-
İcra takibine konu bonodaki borçlu imzasının davacı-borçluya ait olmadığı ve bononun bedelsiz olduğu iddiasıyla borçlu olunmadığının tespiti istemi- Davalı asilin mahkemeye hitaben verilen yazılı beyanı ikrar mahiyetinde olduğundan, menfi tespit davasının kabulü gerektiği-
İtirazın iptali davası-
Çekin, bir ödeme aracı olup davalının elinde bulunduğu - Davacının bu çekin bedelsiz olduğunu ya da iddia ettiği gibi boş olarak verildiğini ve dolayısıyla anlaşmaya aykırı doldurulduğunu yazılı delille ispat etmek zorunda olduğu- Bu davada ispat yükünün davalıda değil, davacıda olduğu - 11. Asliye Ceza Mahkemesinin sayılı kararıyla davalı hakkında resmi belgede sahtecilik, bedelsiz senedi kullanma suçlarını işlediğinden bahisle cezalandırılmasına karar verilmiş ise de bu karar netice itibariyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin bir karar olup, Ceza Mahkemesinde dinlenilen tanık ifadeleri bu menfi tespit davasında da ispata yeterli olmayıp 6100 sayılı Kanun'un 200 ve 201 inci maddeleri uyarınca yazılı delillerle ispatlanması gerekir. Bu nedenle ispat yükü üzerinde olan davacının davasını ispat edemediği anlaşılmakla "davanın reddine karar verilmesi" gerekirken kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-
Çek bir ödeme vasıtası olup, kural olarak mevcut bir borcun tasfiyesi amacıyla verildiğinin kabulü gerekir. Bu kuralın aksini iddia eden davacının HUMK.’ nun 290. maddesi uyarınca çeke karşı ileri sürdüğü iddialarını yazılı delille kanıtlaması gerekir. Başka bir anlatımla somut olayda ispat külfeti her iki davanın davacısına aittir. Mahkemece bu yönler gözetilmeden ispat külfetinin tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının hükmün bozulmasına neden olacağı-
İtirazın iptali davası-
Dekontlarda, açıklama olarak “borç” ibaresi bulunduğundan, davacının borç para verdiği iddiasını ispatlamış olacağı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.