20. HD. 22.10.2019 T. E: 2018/4118, K: 6120-
8. HD. 26.12.2024 T. E: 2023/2722, K: 8044
Kadastro tespitine itiraz ile tapu iptali ve tescil istemi- İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı davalı vekilinin istinaf dilekçesinin, Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı Kanun’un 341/2 nci ve 352/1 inci maddeleri kapsamında reddine karar verilmesini müteakip 22.07.2021 tarihli ve 7251 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesi ile 3402 sayılı Kanun’a eklenen ek madde 6 hükmünün yürürlüğe girmiş olması karşısında, bu hükmün somut olaya uygulanıp uygulanamayacağı, buradan varılacak sonuca göre İlk Derece Mahkemesince verilen kararın miktar itibariyle kesin hüküm niteliğini haiz olup olmadığı-
Kadastro tespitine itiraz davası- Bozma ilamına uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı- Aynı parselle ilgili biriyle çelişen iki farklı hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya uygun bulunmadığı- Eldeki davanın konusu olan taşınmaza komşu parsele ilişkin dava dosyası ilgili yerden getirtildikten sonra mahallinde, önceki bilirkişiler dışında halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi bilirkişisi ve bir fen elemanının katılımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, 1958 tarihli memleket haritası, 1954 ve 1984 tarihli hava fotoğrafları ve amenajman planı çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiğinin belirlenmesi; 3116 sayılı Orman Kanunu (3116 sayılı Kanun), 4785 sayılı Kanun ve 5658 sayılı Kanun karşısındaki durumunun saptanması; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanun'un 45 inci maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 tarihli ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 tarihli ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 tarihli ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğunun düşünülmesi; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp, orijinal - renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınması gerektiği-
Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayalı temliken tescil davasının yenilik doğurucu dava niteliğinde olduğu, 3402 sayılı yasanın 25/son maddesi gereğince bu tür davalara kadastro mahkemelerinde değil, genel mahkemelerde bakılması gerekeceği-
Mirasçılardan birinin veya birkaçının terekeye dahil malı tasarruf etmesinin (MK. 599. maddesi hükmüne göre «diğer mirasçılar adına cereyan eden tasarruf’ tüm mirasçılar adına olduğundan) o mirasçı veya mirasçılara göre, bağımsız olarak iktisap hakkı sağlamayacağı-
Miras bırakanın bağış beyanının isim yanlışlığı dışında kızına yönelik olduğu husus eylemli kullanma ve tanıklarla kanıtlandığına göre kadastro teknisyenleri önündeki beyanın esas alınmasının ve buranın kız adına tescilinin gerekeceği, bir olur bildirimi içeren tesbit tutanağının, resmi akit tablosu gibi kaydınn temelini oluşturacağı-
Elbirliği mülkiyetine tabi taşınmazlar üzerinde mirasçıların belirlenmiş payları olmayıp, her birinin payının taşınmazın tamamı üzerinde söz konusu olduğu, TMK.nun 702. maddesi gereğince tasarrufi işlemlerde oybirliğinin aranacağı, dava da bir tasarrufi işlem olup, kural olarak üçüncü kişilere karşı tüm mirasçıların birlikte dava açmalarının gerekeceği, davacının dava dilekçesinde, sadece kendi adına iptal ve tescil isteğinde bulunduğu, bu nedenle terekeye dâhil bir taşınmaz için bir veya birkaç mirasçının tek başına üçüncü kişilere karşı dava açma sıfat ve hukuki ehliyetinin bulunmadığı-
8. HD. 24.12.2024 T. E: 1297, K: 7917
Zabıta aracılığı ile taşınmazın bulunduğu köy ve komşu köylerde kayıt maliki adında herhangi bir kişinin tanınıp tanınmadığının, dava konusu yeri kimin hangi tarihten beri ne şekilde tasarruf ettiğinin araştırılmadığının, taşınmaz başında keşif yapılmadığının, Nüfus Müdürlüğü’nden tapu maliki ile aynı kimlik bilgilerine sahip başka kişi veya kişilerin olup olmadığının sorulmadığının görüldüğü, hâl böyle olunca, araştırma ve inceleme yapılarak talebe konu taşınmazın maliki ile davacı mirasbırakanının aynı kişi olup olmadığının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde saptanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.