Muhdesatın aidiyetinin tespiti, tazminat ve elatmanın önlenmesi davasında, davaların konularının farklı olması nedeni ile taraflar arasında kesin hüküm oluşturmayacağı-
Off shore hesaplarına gönderilen mevduatın tahsili istemi- Davanın zamanaşımına uğramadığı hususu davacı yararına kesinleşmiş olup mahkemece, uyulan Yargıtay ilamı uyarınca değerlendirme yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yargılamanın geçirdiği aşamalar nedeniyle somut olaya uygulanması olanağı bulunmayan YİBHGK'nun 22.04.2022 tarihli ve 2021/7 E. ve 2022/2 K. sayılı kararı emsal alınarak davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesinin hatalı olduğu- Mahkemenin ... kararı ile asıl davanın kabulüne, TMSF'ye husumet yöneltildiği birleşen davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş, karar davacı vekili ve asıl davada davalı Banka vekili tarafından temyiz edilmiş, davacı vekilinin tüm temyiz ve karar düzeltme itirazlarının reddedilmesiyle birleşen davada verilen hüküm kesinleştiğinden birleşen davalı hakkında yeniden hüküm tesisi ile birleşen davalı yararına 9.200,00 TL vekalet ücreti taktirinin de hatalı olduğu-
Dava, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir...
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacının 01.04.2005-31.08.2011 tarihleri arasında davalı şirketlere ait işyerinde geçen çalışmalarının tespiti istemi ilişkin eldeki davada mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermeye yeterli olup olmadığı-
Tapu kayıtlarının oluşumundaki illilik prensibi karşısında mülkiyet hakkının illetini teşkil eden nedenin varlığına ya da yokluğuna delâlet edemeyeceği; değişik ifadeyle, ihalenin feshi isteklerinin reddedilmiş olması keyfiyetinin, temelde yolsuz tescil nedenini ortadan kaldırmayacağı-
Kıyılar kamunun yararlanacağı yerlerden olup buralarda yukarda belirtilen nitelikte tapu kaydı oluşturulmuş ise tapunun iptalinde, Anayasanın 43, tapu Kanununun 33, Kadastro Kanununun 16. maddesi göz önüne alınarak, kamu yararının bulunduğunun kabulü gerekeceği-
İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında takibe dayanak senetteki itiraz hususu HMK. 209'da özel olarak düzenlendiğinden yazı veya imza inkarına dayalı menfi tespit davalarında takip dayanağı belgedeki imzaya ve yazıya itiraz bulunduğu takdirde, bu konuda özel hüküm olan HMK. 209'un uygulanması gerektiği- Menfi tespit davasında, Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturma dosyasında alınan Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü raporu dikkate alınarak, icra takibinin "teminatsız" olarak durdurulmasına karar verilmesinin isabetli olduğu-
Kira ilişkisinin olması ve kiralayanın site yönetimi olması halinde de taraflar arasındaki temel ilişki kira ilişkisi olacağından görevli mahkemenin bu durumda da sulh hukuk mahkemesi olacağı-
Başka mal rejimi seçilmediğinden, eşler arasında evlenme tarihinden 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM'nin 170.m.), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise, yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerli olması gerekeceği-
Önleyici tedbir niteliğinde olan ödeme yasağı kararı, iptal davasının ilk aşamasını teşkil ettiği, ancak iptal davası ve ödemeden men kararı verilmesinin kıymetli evrak niteliğindeki çekler için mümkün olduğu- TTK m. 818/1-s atfı ile TTK m. 757-763 ile 764/1 gereğince ve TTK m. 661 vd. uyarınca; bir çekin iptalini çek üzerindeki hak sahibi lehtar veya senedin devri halinde yetkili hamilinin isteyebileceği- Keşidecisinin çek iptal davası açmaya hakkının olmadığı- Keşideci duruma göre menfi tespit davası veya senedin iadesi (istirdat) davası açabileceği- TTK m. 651/2 uyarınca, davacının imza inkarı ile keşideci sıfatıyla dava açtığı anlaşılmakla; işbu durumun yasaya uygun olmadığı, saptanan hukuksal durum karşısında davacının davasının aktif husumet yokluğu nedeniyle "sıfat" yokluğundan reddine karar vermek gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.