Alacaklı tarafından takipten önce gönderilmiş bir muacceliyet ihtarının bulunmadığı, muacceliyet ihtarının takipten ve icra emrinin düzenlenmesinden sonra gönderildiği anlaşıldığından, borçlu aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip başlatılmış olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, o halde, mahkemece; şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takiplerin iflâs kararından etkilenmeyeceği-
İflas takibinin devamı niteliğinde olduğu için, iflas davalarının, konkordato mühleti içinde duracağı-
İcra mahkemesinin taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen "yetki itirazının kabulüne" dair bu kararının, temyiz edilmeyerek kesinleşmiş olduğu, alacaklı vekilinin gönderme talebinin ise bu tarihten itibaren iki haftalık kesin süreden sonra yapıldığı anlaşıldığından, mahkemece, kamu düzeni ile ilgili olan HMK. mad. 20 uyarınca re’sen takibin açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği-
İİK.nun 149/a maddesi atfı ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takiplerde de uygulanması gerekli aynı kanunun 33.maddesine göre, borçlunun, icra emrinin tebliği üzerine yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabileceği-
Borçlunun, takip alacaklısı lehine ipotek verilmediğinden, alacaklının kendisine karşı takip yapamayacağı yönündeki itirazı borca itiraz niteliğinde olup, bu itirazın İİK ‘nun 147.maddesinin yollaması ile aynı Kanun'un 62. maddesine göre İcra Müdürlüğü’ne yapılması gerektiği-
Takip dosyasının incelenmesinde, ipoteğin alacaklı şirket ile borçlu arasında doğduğunun ve doğacak borçlarının teminatını teşkil etmek üzere tesis edildiğinin ve üst sınır (limit) ipoteği olduğunun, alacaklı tarafından ticari alışveriş sözleşmesinden kaynaklanan alacağın ödenmesi için borçluya ihtarname gönderilerek, İİK.nun 150/ı maddesi uyarınca takibin başlatıldığının anlaşıldığı, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin dayanağı sözleşmenin cari hesap, kısa, orta, uzun vadeli kredinin kullandırıldığını göstermemesi nedeniyle alacaklının İİK.nun 150/ı maddesinden faydalanamayacağı, alacaklının genel mahkemelerde dava açıp alacağını miktar olarak belirlemeden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi yapması mümkün olmayıp, alacağın tahsil edilip edilmeyeceği yargılamayı gerektirdiğinden, icra emrinin iptaline karar verilmesinin gerekeceği-
İpotekli malın satış bedelinin limite ulaşmaması halinde, satış bedeli ile limit arasındaki farkın asıl borçlu yönünden rehin açığına konu olabileceği- Muhtıraya esas alınan iflas erteleme davasında verilen kısa kararda “... ancak rehinli ve ipotekli alacaklar için, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takipler için alacaklı tarafın satış talep etmesi ve satış gününün icra müdürlüğünce tayini halinde erteleme süresinden kalan süre için işleyecek faizin ipotekle karşılanamayan kısmının icra müdürlüğü tarafından hesaplanacak faizinin davacı tarafça teminatlandırılması halinde satışın durdurulmasına, aksi takdirde satışın durdurulamayacağına” şeklinde karar verilmiş olup alınan erteleme kararıyla satışı gerçekleştirilemeyecek ipotekli malın bedelinden mahrum kalınacağından, rehinle karşılanamayacak faizler için rehinli malın muhammen bedeli matrah alınması gerektiği- Alacaklının icra dosyasında yer alan talebinde de belirtildiği üzere, iflasın ertelenmesi kararı içeriğine göre “alacaklı tarafın satış talep etmesi ve satış gününün icra müdürlüğünce tayini halinde” hükmü gereği maddede yazılan teminatın hesabı alacaklı vekilince satışın talep edildiği tarihten başlatılması gerektiği- Bu teminatın hesaplanmasında mahrum kalınacak olan değerin, ipotekli malın muhammen değeri olarak esas alınması ve faizin erteleme süresinin sonuna kadar hesaplanması ve muhtıranın buna göre düzenlenip gönderilmesi gerektiği-
Dava, sahtecilik hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ile tescil isteğine ilişkin olup mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece imza incelemesine yönelik davalı itirazı giderilmeden ve Adli tıp kurumundan gerekli rapor alınmadan oluşturulan kararın hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
Davalı, azil ile geçersiz hale gelen vekaletnameyi onaylattırmak sureti ile muris lehine olan ipoteği terkin ederek, aynı gün kendisi lehine ipotek tesis ettiğinden, ipotek terkin edilirken de ipotek borcunun ödendiği belirtildiğinden, davalı, muris babasının isteği üzerine, bedeli ödenen ipotek kayıtlarını kaldırdığını savunduğundan, bu halde; mahkemenin kabulünün aksine, ispat yükü davalıda olup ipotek bedelinin tahsil edildiğinin davalının kanıtlaması gerektiği-Davalının savunmasına ve tanık beyanlarına itibar edilerek davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından, zararın kapsamının belirlenmesinin ve varılacak sonuca göre hüküm kurulması için kararın bozulmasının gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.