İİK. 68. madde hükmünce  süresinde (1 ay) itiraz edilmeyen hesap özetinin gerçeğe aykırılığının ancak borç ödendikten sonra dava edilebileceği ve itirazın olmaması halinde imzayı kabul etmiş sayılacağı - Kredi sözleşmeleri, süresinde itiraz edilmemiş hesap özetleri ile ihtarnameler, krediyi kullandıranca usulüne uygun düzenlenen diğer belge ve makbuzlar da İİK. 68. madde anlamında belgelerden sayılacağı-
Takip tarihi itibariyle uygulanması gereken İİK'nun 150/e maddesi gereğince, borçluya ödeme emrinin tebliğinden itibaren iki yıl içinde (taşınmazın) satışının istenmesi ve satış avansının yatırılması halinde takibin düşürülmesine karar verilemeyeceği-
12. HD. 16.12.2013 T. E: 32954, K: 40022-
Hesabın kesilmesi tarihine kadar oluşan akdi faizin kapitalize edilerek, belirlenen toplam alacak üzerinden temerrüt faizi uygulanması gerekeceği–
Matbu şerhte “beyanı imzadan etti” şeklinde açıklama yapılmış ise de bu açıklamada “imtina” sözcüğü bulunmadığından imzadan imtina edilmiş olduğunun kabul edilemeyeceği, bilgi alınan kişinin komşu-yönetici-kapıcı sıfatı taşıyıp taşımadığı belirlenemediğinden yapılan tebliğatın usulsüz sayılacağı, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılacağı, muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi addolunacağı-
İİK.nun 45.maddesinin, asıl borçlu için getirilmiş bir kural olup, kefiller hakkında uygulanmayacağı, alacağın rehin tutarı ile karşılanamayacağının anlaşılması ve bunun belirgin olması durumunda tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile haciz yolu ile takip yapılmasında usulsüzlüğün bulunmadığı,kredi sözleşmesinin müteselsil kefilleri kendi kefaletlerinin teminatı olarak ipotek vermişler ise haklarında öncelikle İİK.nun 45.maddesinde öngörülen rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılması zorunluluğunun olduğu-
Borçlunun icra dairesine yaptığı itiraz üzerine takibin durmuş olmasının şikayetin esasının incelenmesine engel teşkil etmeyeceği-
İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipte haciz işlemi bulunmadığından, şikayeti inceleme yetkisinin, İİK.nun 4. maddesi uyarınca asıl takibin yapıldığı icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesine ait olduğu-
Mahkemece "satış ilanlarının", kendilerini vekille temsil ettirdikleri halde borçlu asillere gönderildiği ve bunun da tek başına ihalenin feshi nedeni olduğu gerekçesiyle verilen "şikayetin kabulüne ve ihalenin feshine" dair kararın ihale alıcısı tarafından temyiz edilmemesi ile, kendisi için ihalenin feshine ilişkin icra mahkemesi kararı şekli anlamda "kesin hükme" dönüşmüş olduğundan bu kararın özel dairenin bozmasından sonra ihale alıcısı lehine sonuç doğurmayacağı gibi, yerel mahkemenin direnme kararını da ihale alıcısının temyiz etme hakkı ortadan kalkmış olduğundan, ilk kararı temyiz etmeyerek kendisi için şekli anlamda kesin hükme dönüşen direnme kararını ihale alıcısının temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Asıl borçlu ile ipotek veren üçüncü kişi arasında zorunlu takip arkadaşlığı bulunması ve icra takibi sonuna kadar haklarında birlikte takip yapılması gerektiğinden asıl borçlu hakkında verilen iflas erteleme kararının, ipotek veren üçüncü kişi yönünden de sonuç doğuracağı- İcra takibinin sadece ipotek veren aleyhinde devam edilerek ipotek konusu taşınmazın satışının gerçekleştirilemeyeceği- İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takiplerde ipotek veren üçüncü kişi ise asıl borçlu ile üçüncü kişi arasında İİK'nın 149 ve 149/b maddesi hükümleri gereğince şekli bakımdan zorunlu takip arkadaşlığı bulunduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.