Muhatap ve keşideci dışındaki kişilerin, bononun yüzünde yer alan imzalarının «aval şerhi» sayıldığı ve bu kişilerin, kimin için aval vermişlerse onun gibi sorumlu oldukları-
Takip dayanağı senedin taraflar arasındaki sözleşme kapsamında teminat olarak alındığının açıkça alacaklı (vekili) tarafından kabul edilmiş olması veya bono arkasında/ön yüzünde 'senedin neyin teminatı olduğunun açıkça belirtilmiş olması' durumunda, senedin tahsil edilip edilmeyeceğinin yargılamayı gerektirmesi nedeniyle, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe konu edilemeyeceği, bu hususun icra mahkemesince doğrudan doğruya gözetilerek takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Davacının alacağını dayandırdığı 15.08.2006 tarihli belgedeki borçlu isim ve imzası ile dava konusu bonodaki avalist imzası ve dosyada bulunan vekaletnamedeki adı geçen kişi imzaları karşılaştırılıp HMK'nın 211. maddesi hükmü gereği bilirkişi marifetiyle bu belgelerdeki imzaların davacı eli ürünü olup olmadığı hususunda konusunda uzman bir bilirkişi marifetiyle imza incelemesi yaptırılıp rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Bono üzerine “kefil” ibaresi konsa da bu, aval olarak nitelendirileceğinden ve Türk Ticaret Kanunu’nda özel hükümler bulunması nedeniyle, kambiyo senetlerinde Borçlar Kanunu’nun kefalete ilişkin hükümlerinin uygulanamayacağından, bono kefili sanığın ödeme şartını ihlâl suçundan beraatine karar verilemeyeceği-
Senetler üzerindeki iki imzadan birinin açığa atılması halinde, bu durumda açığa atılan imzalardan birinin aval olarak atıldığının ve dolayısıyla muteriz borçlunun borçtan şahsen sorumlu olduğunun kabulü gerekeceği-
İcra ve İflas hukuku sistemimize göre kural olarak alacağı rehinle temin edilmiş olan alacaklının, borcun ödenmemesi hâlinde öncelikle rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapmak zorunda olduğu- Önce rehne müracaat zorunluluğunun; borçlunun malvarlığı gereksiz azaltılmasını engellemek ve takip borçlusunun diğer alacaklılarını korumak amaçlarına hizmet ettiği- Rehin alacaklısının isterse bir alacak davası açabileceği, ancak bu durumda elde edilen ilam ile yalnız rehnin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip yapabileceği- İcra ve İflas Kanunu sistemimizde alacaklı tarafından aynı borçlu aleyhine, aynı alacaktan dolayı tek takip yapılması asıl olup, “tahsilde tekerrür" kaydı içerse bile aynı anda iki takip yapılabileceğine ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmadığı- Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla borçlu aleyhine hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile hem de kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatılması menfaatler dengesini bozacağı gibi takip ekonomisine de aykırı olacağı- Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılması hâlinde borçlu şikâyet yolu ile icra mahkemesine başvurarak aleyhine başlatılan ikinci takibin iptalini isteyebileceği ve bu hususun kamu düzeni ile ilgili olup, süresiz şikâyete tabi olduğu- Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra gözetilmeksizin hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı-
Senedin ön yüzüne aynı şahıs tarafından birden fazla imza atılmış olmasının, senedin geçerliliğini etkilemeyeceği, keşidecinin bir(tek) imzasının yeterli olduğu, senedin ön yüzündeki ikinci imzasının aval olarak değerlendirilmesi gerekeceği – Keşideci ile lehtar arasındaki doğrudan mevcut olan münasebetten doğan def’ilerin –örneğin; senedin teminat senedi olduğunun- takip alacaklısı ciranta hamile karşı ileri sürülemeyeceği-
Borcun tamamını ödeyen asıl borçlunun, aval verenden borcun yarısını rücu-an tahsil edebileceği—
Davaya konu bono üzerinde imzası bulunan dava dışı keşidecinin kambiyo senedi ile borçlanma ehliyeti bulunmadığından dolayı sorumlu tutulmamasının davacı avalistin sorumluluğuna etkili olmadığı-
Kambiyo senedinde şekle dair bir eksiklik olması halinde aval verenin sorumluluğunun ortadan kalkacağı, buna göre TTK’nın 776/1-g maddesi gereğince; düzenleyenin imzasının bulunmaması halinde senet bono olarak kabul edilemeyeceğinden, imzası bulunmaması nedeniyle sorumlu görülmeyen bu kişi için verilen avalin de geçersiz olacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.