Önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davada gerçekte 40.000,00 TL olan satış bedelinin resmi akitte 65.000,00 TL olarak gösterildiğini belirterek bedelde muvazaa iddiasını ileri sürmüş, mahkemece bedelde muvazaa iddiası kanıtlanamadığından resmi akitte gösterilen satış bedeli ile alıcıya düşen tapu harç ve masrafları toplamı 66.235,00 depo ettirilerek davanın kabülüne, karar kesinleştiğinde davalıya ödenmesine karar verilmiştir. Davacı bedelde muvazaa iddiasını kanıtlayamadığından, davalı yararına da mahkemece kabul edilen bedel ile davacının iddia ettiği 40.000,00 TL bedel arasındaki fark üzerinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücreti tayini ve harç dışındaki yargılama giderlerinin de bu orana göre taraflara yükletilmesinin gerekeceği-
Mahkemece taşkın yapının bulunduğu 13068 ada 2 parsel sayılı taşınmazın davalı M. dışındaki diğer paydaşlarının da davada yer almalarının sağlanmasının, davalı tarafa kadastral parsellerin ihyasına yönelik tapu iptal ve tescil davası açma hususunda süre verilmesinin, açıldığı takdirde sonucunun beklenilmesinin ondan sonra bir karar verilmesinin gerekeceği-
Kaçak yapının imar mevzuatına uygun hale getirilme olanağı varsa bu işlemleri yerine getirmek üzere, yerine getirilmemesinin Medeni Kanun'un 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kurallarına aykırılık oluşturarak hakkın kötüye kul­lanılması sayılacağı-
Sözleşmenin ölünceye kadar bakıp gözetme amacı ile değil, mirasçılardan mal kaçırma amacı ile yapıldığı, sözleşmenin muvazaalı düzenlediği kanaatine varıldığından ölünceye kadar bakım sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davasının reddine karar verilmesi gerekeceği-
E.tmanın önlenmesi, kal ve tapu iptali davalarında İmar Kanunu hükümlerinin de gözönünde bulundurularak uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekeceği-
Mirasbırakanın davalı mirasçılarına yaptığı temliklerin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu- HMK. mad. 326 uyarınca,davanın reddedildiği bağımsız bölümle ilgili olarak, davada kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Anayasa mahkemesinin iptal kararının geriye yürümeyeceği- 5841 sayılı Yasanın yürürlüğü döneminde karara bağlanan tapu iptali, sicilden terkin isteğine ilişkin davada hak düşürücü sürenin değerlendirilmiş olması isabliyse de, iptal, kesin şekilde çözüme bağlanmış uyuşmazlıkları etkilemeyeceğinden ve henüz anlaşmazlık hali devam ediyorsa iptalin kapsamına gireceğinden, davanın hak düşürücü süreden reddine ilişkin kurulan kararın Anayasa Mahkemesi’nin anılan iptal kararından sonra isabetsiz olduğu-
8. HD. 09.02.2016 T. E: 1206, K: 2027-
İyiniyetli olmadığı anlaşılan malzeme sahibinin başkasının arazisi üzerine yaptığı malzemelere ilişkin olarak, arazi sahibinin MK 722/2 hükmüne göre malzemenin sökülüp alınmasını isteyebileceği, malzeme sökülüp alınmaz ise, malzeme için yapılan giderlerin değil, giderler nedeniyle taşınmaz malikinin zenginleştiği miktarın iadesinin malzeme sahibince istenebileceği-
HMK 341. maddede istinaf yoluna başvurulabilen kararlar olarak açıkça ve sınırlı olarak yazılı olan "nihai karar " lardan, "ihtiyati tedbir , ihtiyati haciz taleplerinin reddi", "bu taleplerin kabulü halinde itiraz üzerine verilecek kararlardan/ara kararlar"dan veya "İlk derece mahkemelerinin diğer kanunlarda temyiz edilebileceği veya haklarında Yargıtaya başvurulabileceği belirtilmiş olup da bölge adliye mahkemelerinin görev alanına giren dava ve işlere ilişkin nihai kararlar" dan olmadığı anlaşıldığından istinaf kanun yoluna tabi olmadığı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.