20. HD. 27.11.2019 T. E: 2017/6908, K: 6999-
Ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesiyle, bakım alacaklısının, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına gireceği- Bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunmasının zorunlu olmadığı, bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamayacağı, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesinin her zaman mümkün olduğu, böyle bir iddia karşısında, tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanması, bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse, bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemeyeceği; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılacağı-Miras bırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi içinde, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekeceği-
MK’nun 1007. Maddesinde düzenlenen zararın, taşınmazın tamamen davacının elinden çıktığı günde gerçekleşmiş olacağı, taşınmaz değerinin saptanmasında emsal metodunun uygulandığı durumlarda emsal taşınmaz ile dava konusu taşınmazın DOP düşülmüş imar parseli olup olmadığının araştırılması gerekeceği-
Dava konusu parsellerin tarafların murisinden intikal etmediği, 3. kişiler adına kayıtlı olduğu anlaşıldığından bu parseller yönünden husumetten red kararı verilmesi gerekeceği-
Öncelikle taraf teşkilinin sağlanması bakımından davacıların dava açma ehliyetlerinin olup olmadığının saptanması, gerektiğinde vasi tayini ve husumete izin alınması suretiyle davanın yürütülmesi, ondan sonra Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulu’ndan çekişme konusu taşınmazın temliki tarihinde miras bırakanın fiil ehliyetine haiz olup olmadığı bakımından rapor alınması, ehliyetli olduğunun anlaşılması durumunda diğer iddialar üzerinde araştırma yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek ve değinilen yerler göz ardı edilerek yazılı olduğu üzere hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Esas davanın, haricen satın almaya; karşılık davanın ise çapa dayalı elatmanın önlenmesi istemlerine ilişkin olduğu, davaların, birlikte yürütüldüğü, kural olarak; tapunun iptale kadar geçerli olduğu, 10 yılık hak düşürücü süre geçirildikten sonra 1984 yılında açılması bir yana, tapu iptali istemine yönelik bir talebin de mevcut olmadığı, tapu kaydı ile zilyetliğin ve harici satın almanın çatıştığı bu gibi hallerde, mülkiyet belgesi olan kayda üstünlük tanımak suretiyle çözüme ulaşılmasının gerekeceği-
Sadece tescil işleminin yapılmasının mülkiyet hakkının doğumu için yeterli olmadığı, tescil işleminin ayrıca geçerli bir hukuki nedeni bulunması gerektiği-
önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkin davada önalıma konu payın bulunduğu 973.000 m2 yüzölçümlü 297 parsel sayılı taşınmazda davalı 2.000,00 TL bedel karşılığı 5/973 pay satın almıştır. Davacı bu paya karşı önalım hakkını kullanmak istediğini belirtmiş, davalı vekili ise temyiz dilekçesinde fiili taksimin mevcut olduğu ve toplulaştırma sonucu ifraz gören 110 ada 5 parsel sayılı taşınmazda davacının payının mevcut olmadığı savunmasında bulunmuştur. Bu durumda mahkemece dava konusu 297 parsel sayılı taşınmazın tüm tedavüllerini gösteren tapu kaydının getirtilmesi, 297 parsel sayılı taşınmazın toplulaştırmaya konu olup olmadığı, olmuş ise yeni oluşan parsellerde tarafların paydaşlığının devam edip etmediğinin belirlenmesi, tarafların paydaşlığının devam ettiğinin anlaşılması halinde davalı fiili taksim savunmasında bulunduğuna göre bu konuda davalıya delillerini sunması için mehil verilmesi, delil bildirildiği takdirde toplanması, varsa davacı delillerinin de toplanarak varılacak sonuca göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Korkutma (ikrah), aldatma (hile) hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil olmadığı takdirde tazminat istemi-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.