Tapuda kayıtlı bir taşınmazın mülkiyetini devir borcu doğuran ve ancak yasanın öngördüğü biçim koşullarına uygun olarak yapılmadığından geçersiz bulunan sözleşmeye dayanılarak açılan bir cebri tescil davasının kural olarak kabul edilemeyeceği; bununla beraber Kat Mülkiyeti Kanununa tabi olmak üzere yapımına başlanılan taşınmazdan bağımsız bölüm satımına ilişkin geçerli bir sözleşme olmadan, tarafların bağımsız bölüm satımında anlaşarak alıcının tüm borçlarını eda etmesi ve satıcının da bağımsız bölümü teslim ederek alıcının onu malik gibi kullanmasına rağmen satıcının tapuda mülkiyetin devrine yanaşmaması hallerinde, olayın özelliğine göre hakimin MK'nın 2. maddesini gözeterek açılan tescil davasını kabul edebileceğinden (İçt. Bir. K. 30.09.1988 T. 2/2) ve Koop. K.'nun mad. 42/6 gereğince; kooperatif defter, belge, genel kurul ve yönetim kurulu kararları toplanıp üzerinde bilirkişi tarafından inceleme yaptırılıp, açıklamalı, denetime elverişli rapor aldırılıp, sonucuna göre tapu iptali ve tescil davası hakkında karar verilmesi gerekeceği-
Tapu iptal tescil istemli davaların kural olarak son kayıt malikine karşı açılmasının zorunlu olduğu; aksi bir durumun kayıt malikinin taraf olmadığı bir davada kendisinin taşınmaz mülkiyetini yitirmesi sonucunu doğurur ki bunun da hem Anayasanın 35. maddesine hem de TMK’nun 683. ve devamı maddelerinde düzenlenen mülkiyet hakkına aykırı düşeceği-
Tapu siciline güvenerek iyiniyetle ayni hak edinenlerin bu edinimlerinin korunacağı ancak ikinci el durumunda bulunan şahısın taşınmazı olağan bedelinden daha düşük bedelle almasının bile onun kötüniyetli olduğunun göstergesi olduğu-
Üçüncü kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması, Medeni Kanunun 2. maddesinde yazılı dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olarak kabul edilmesinin gerekeceği ve söz konusu yasa maddesi buyurucu nitelik taşıdığından hakim tarafından kendiliğinden (resen) gözönünde tutulmasının zorunlu olduğu-
7. HD. 07.11.2024 T. E: 3264, K: 4987
Takip dosyasına konu senedin teminat senedi olup, temlikin ise iptal edilen bir borç ilişkisine dayandığı anlaşıldığından yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davanın kabul edilmesi gerektiği-
Hukuki ehliyetsizlik ve aldatma (hile) hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil talebine-
Miras payını temellük eden kişinin elbirliği mülkiyetin paylı mülkiyete dönüştürülmesini isteyemeyip, bu davayı ancak yasal mirasçılar açabileceğinden bu şekilde açılan davanın reddi gerekeceği-
3. HD. 05.10.2021 T. E: 2020/10652, K: 9529-
Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaanın, niteliği itibariyle nisbi (nitelikli-vasıflı) muvazaa türü olduğu; söz konusu muvazaada miras bırakanın gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemekte olduğu; ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devrettiği- Bu durumda yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve l.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere; görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de 4721 s. Türk Medeni Kanunu' nun (TMK) 706, 6098 s. Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237 (818 s. Borçlar Kanunu'nun (BK) 213) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçıların dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilecekleri-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.