Mahkemece “saat 9’dan itibaren keşif yapılmasına” denilmiş olup, davacı gerekli masrafı 10.15’de yatırmış olduğundan, mahkemece muay-yen bir saat belirlenmemiş bulunmasına göre, davacının, tayin edilen sürede ara kararının gereğini yerine getirmiş sayılması gerekeceği-
TMK. m. 706, 6098 sayılı TBK. m. 237 ve Tapu Kanunun 26. maddesi hükümlerine göre, tapulu taşınmazların satış ve devri tapu sicil memuru önünde yapılacak resmi sözleşme ile geçerli olacağı- Elbirliği mülkiyetine tabi taşınmazlarda miras payının devri konusunda mirasçılar arasında yapılan sözleşmeler yazılı olmak koşulu ile geçerli olduğu, (TMK.nun 677. mad.) resmi şekil şartı öngörülmediği- Terekeye dahil taşınmazlar, paylaşılması ya da elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi ile miras malı olmaktan çıkacağı, bu aşamadan sonra paydaşlar arasındaki ilişki miras ilişkisi olmayıp mal ortaklığına dönüştürüldüğünden paylı mülkiyet esaslarına göre malik olan kişiler arasındaki paylaşım ve pay devrinin genel kurala göre tapu sicil memuru önünde resmi şekilde yapılmasının zorunlu olduğu-
Tarafların sulh olmaları halinde, sulh olunan miktar belli değilse; mahkemece gerçek sulh olunan miktar araştırılarak bulunacak miktar, sulh olunan miktar tespit edilemezse vekil ile vekil eden arasında varsa yazılı sözleşme hükümleri gereğince, sözleşme yok ise Avukatlık Kanunu'nun 164/4. maddesi gereğince harcı ödenen dava değeri üzerinden vekalet ücretinin hesaplanması gerektiği ve davanın sulh ile sonuçlanması halinde tarafların avukatlık ücretin ödenmesinden müteselsilen sorumlu olacağı bu nedenle davacı avukatın hem akdi hem karşı yan vekalet ücretinin tamamına hak kazanacağı-
İ. sözleşmesi ve buna bağlı işlemler genellikle, teminat teşkil etmek ve iade edilmek üzere, mal varlığına dahil bir şey veya hakkı, aynı amacı güden olağan hukuki muamelelerden daha güçlü bir hukuki durum yaratarak, inanılana inançlı olarak kazandırmak için yapıldığı- Cumhuriyet başsavcılığınca yürütülen soruşturma esnasında alınan taraf beyanının yine tarafı bağlayacağı- Somut durumda, davacı kredi bedelini ödediği iddiasında bulunup bir takım ödeme belgeleri ibraz etmiş olup, anılan ödemelerin taraflar arasındaki taşınmaz devri ile bağlantılı olduğunun saptanması halinde delil başlangıcı teşkil edebileceği-
Peşin ödenmesi gerekli temyiz harcının hüküm altına alınan karar ve ilam harcının 1/4 olacağı-
Dava açmak bir işlem olup, gerekli harç ve giderler yatırıldıktan sonra usulüne uygun olarak Esas Defterine kaydedilmesiyle tamamlanmış olacağı-
Miras bırakan sağlığında hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yapmışsa mal kaçırmak kastından söz edilmeyeceği- Davalıya mirasbırakan tarafından temlik edildiği beyan edilen taşınmazlara ilişkin tüm kayıtların ve dayanak belgelerinin, dava konusu edilen taşınmazın şirkete geçişi ve şirketten davalıya geçişine ilişkin akitler ile tüm kayıtların ile şirket belgelerinin mercilerinden getirtilmesi, mirasbırakan tarafından düzenlendiği ileri sürülen vasiyetnamenin getirtilerek incelenmesi ve miras bırakandan tüm mirasçılarına intikal eden taşınır, taşınmaz ve hakların araştırılması, her bir mirasçıya geçirilen malların ve hakların bulunması halinde nitelikleri ve değerleri bakımından uzman bilirkişiden rapor alınarak paylaştırmanın mı yoksa mal kaçırma amacının mı üstün tutulduğunun aydınlığa kavuşturularak varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerektiği-
Muvazaa nedeniyle geçersiz sözleşmeye dayanılarak bir taşınmazın tapuda temliki yapılmışsa bu tescilin yolsuz bir tescil hükmünde olduğu- Tapuda yapılan temlik ve tesciller illi işlemler olduğundan tapunun dayanağı sözleşme geçersiz ise tapu kaydının da TMK. mad 1025 hükmüne göre iptali gerekeceği- Muvazaalı sözleşmeler yapıldığı andan itibaren taraflar arasında hüküm ve sonuç doğurmayacağından açılan dava sonunda verilen kararın yenilik doğurucu bir hüküm değil, açıklayıcı bir hüküm durumunda olduğu- Muvazaanın varlığını iddia eden tarafın veya bunların ardılı sıfatı ile hareket eden, başka bir anlatımla sözleşmenin yanlarından birine teb'an dava açan kişinin TMK. mad. 6 gereğince bu iddiasını isbat etmek zorunda olduğu- Senede bağlı bir sözleşmeye karşı muvazaa iddiasının HMUK. mad. 288 ve 290. uyarınca ancak yazılı delille kanıtlanabileceği ve sözleşme aynı kanun mad. 293 hükmünde sözü edilen yakın akrabalar arasında yapılmış olsa dahi muvazaanın yazılı delille isbat edilmesi gerekeceği- 05.02.1947 tarih 20/6 sayılı İçtihatları Birleştirme Kararında taraf muvazaası ve takma ad ( namı-müstear) davalarında iddianın ancak yazılı delille kanıtlanabileceğinin kabul edildiği-
Gabin davasında öncelikle edimler arasındaki aşırı oransızlığın üzerinde durulması, objektif unsur ispatlandığı takdirde zarar gördüğünü iddia edenin kişiliği, yaşı, sağlık durumu, toplumdaki yeri, ekonomik gücü psikolojik yapısı gibi maddi, manevi yönlerin yani sübjektif unsurun derinliğine araştırılıp incelenmesi gerektiği- Ön inceleme duruşmasında dayanılan hukuki sebebin belirtilmediği, bu hususun davacıdan sorularak tespit edilmediği davada; taraflar arasındaki hukuki uyuşmazlığın hile ve gabin hukuksal nedenine dayalı olduğu kabul edilerek, bu yönlerden araştırma ve inceleme yapılması, toplanan ve toplanacak delillerin bir arada değerlendirilmesi ve varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerektiği-
6100 sayılı HMK.nun 12.maddesi hüküm gereğince, gayrimenkullere ilişkin davaların taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde görülmesi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.