7. HD. 06.11.2024 T. E: 2023/5356, K: 4917
398 ada 18 parsel sayılı taşınmazdaki 179/873 payını dava dışı Ö.'e satış suretiyle temlik ettiğini, daha sonra sırasıyla Ö.'in dava dışı Gürhan'a, Gürhan'ın da davalı Ö.'e yine satış suretiyle devrettiğini, ehliyetsiz olduğu dönemde hile ile taşınmazın elinden alındığını, davalı ile dava dışı ara maliklerin kötü niyetli olduklarını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tesciline-
Öncelikle davacının tedavi gördüğü tüm sağlık kuruluşlarından tedavisiyle ilgili belge, hasta tabela ve müşahade kağıtları ile grafilerinin getirtilmesi, işlem tarihinde hukuki ehliyetinin bulunup bulunmadığının saptanması bakımından 2659 Sayılı Yasa'nın 7. ve 16. maddesi hükümleri uyarınca Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Dairesinden rapor alınması, ehliyetli olduğunun anlaşılması halinde, diğer iddiaları üzerinde durularak varılacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekeceği-
Mirasçılardan bir veya birkaçının tereke üzerindeki zilyetliklerinin tüm mirasçılar adına sürdürülmüş sayılacağı–
Tapu iptal ve tescil davasında, davacı K.'in kısıtlanmasını gerekli kılacak ölçüde akıl hastalığı ve akıl zayıflığı bulunup bulunmadığı, bulunuyorsa kısıtlanması amacıyla anılan Kanun hükmü uyarınca vesayet makamına bildirimde bulunulması, kısıtlanması halinde husumete izin kararı da alınıp, işin esası hakkında karar verilmesi gerekeceği-
Miras bırakanın yaptığı ölünceye kadar bakma sözleşmelerinin, saklı pay sahibi mirasçıların bu paylarının ihlâli (mal kaçırma) kasdı ile yapıldığının ispatı halinde, tenkise tâbi olacağı -
Vekalet görevinin kötüye kullanılması ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil olmadığı takdirde bedel ve ecrimisil istekleri-
Bakım borçlusu davalının bakım borcu altında olduğu davacıya karşı akit gereğince üstlendiği yükümlülüğü yerine getirmediği ve çekişme konusu taşınmazı davalıdan satın alan diğer davalının ise durumu bilen ve bilmesi gereken konumda olduğu ve TMK.nun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı saptanarak ve bu olgu mahkemece benimsenmek suretiyle davanın kabul edilmiş olmasında bir isabetsizlik olmadığı-
TMK'nun 713/2.maddesine dayalı uyuşmazlıklarda, davanın başarıya ulaşması halinde kayıt malikinin mirasçıları olan davalı gerçek kişilerin yargılama giderlerinden sorumlu tutulmaması gerekeceği-
Aktiften borçların indirilmesinin net terekeyi oluşturacağı, tereke bu şekilde tesbit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiyatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tesbiti gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.