Bonoların sebepten mücerret olması nedeni ile davacının bu bonolardan dolayı borçlu olmadığını yazılı delillerle ispat etmesi gerekeceği, Mahkemece salt davalının ticari defterlerini ibraz etmediği gerekçesine dayanılarak, dosya içinde başka delil olmaksızın davacının iddiasını ispat ettiği gerekçesi ile eksik inceleme ile karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Mahkemece işin esasına girilerek, Kurum işleminin davacıya yöntemince tebliğ edilmemesi nedeniyle borçlanmasının ve başvuru tarihindeki prime esas alt kazanç üzerinden prim ödemesinin geçerli olduğunun tespiti talebi yönünden yapılacak inceleme ile varılacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği, bu nedenle davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu-
Davacı tarafın tasarrufa konu edilen taşınmaz üzerinde hacizlerinin olduğundan, tasarrufun iptali davası açmasında hukuki yararının olmadığı-
Takibin iptali nedeniyle menfi tespit davası konusuz kalsa bile mahkemece dava tarihi itibariyle haklılık durumu üzerinde durularak vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesinin gerekeceği-
Kısıtlama kararı kesinleşme tarihinin değiştirilmesi istemi-
Dava, ticaret sicilinden terkin edilen şirketin ihyası istemine ilişkindir...
Üçüncü kişi, haciz ihbarnamelerine karşı süresinde şikâyet yoluna gidip iptal ettirmediğine göre menfi tespit davası açmakta hukuki yarar vardır. Aksi halde borçlu olmadığı bir parayı ödemek zorunda kalabilir. Mahkemece bu yön gözetilerek işin esasına girilip bir karar verilmek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin hükmün bozulmasına neden olacağı-
22. HD. 11.10.2018 T. E: 12387, K: 21814-
Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçe kısmında, şikayette hukuki yararın bulunmadığı belirtilen taşınmazın ... Parsel’de kayıtlı ..... numaralı bağımsız bölüm olduğuna değinildiği, ancak gerekçenin devamında söz konusu taşınmaza ilişkin şikayetin esastan reddedildiği ve ihale bedeli üzerinden para cezasına hükmedildiğinin belirtildiği, bu suretle kararın gerekçesi ile hüküm kısmı arasında çelişki meydana getirildiği anlaşıldığından, o halde; Bölge Adliye Mahkemesi’nce kararın gerekçe kısmı ile hüküm fıkrası arasında infazda tereddüt oluşturacak şekilde çelişki oluşturulmasının, HMK'nun 298/2. maddesine aykırı ve başlı başına bozma sebebi olduğu-
Mahkemece banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yapılmak suretiyle konusunda uzman bankacı bilirkişilerden oluşturulacak üç kişilik bilirkişi kurulundan rapor alınarak her üç sözleşmenin birbiri ile bağlantılı olup olmadığı da tespit edilip, sözleşmelerden kaynaklı olarak kefil sıfatıyla davalıların takip tarihi itibari ile borçlu olup olmadıklarının varsa miktarının denetime elverişli raporla tespit edilmek suretiyle karar verilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporuna göre karar verilmesinin doğru olmadığı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.