Ticari satım sözleşmesine aykırı davranıldığı iddiasıyla oluşan maddi-manevi zararın tazmini istemine ilişkin davada, karşı davadaki menfi tespit talepleri, tamamen asıl davaya cevap mahiyetinde hususlar olup, asıl davada zaten değerlendirileceğinden ayrı bir dava konusu teşkil etmeyeceği açık olup, davacının menfi tespit taleplerinde hukuki yararı bulunmadığı- Karşı davanın esasında sadece tazminat istemine ilişkin olduğunun kabulü gerekeceğinden, arabuluculuğun dava şartına tâbi olacağı, öte yandan davacının menfi tespit talepleri de olduğu kabul edilse dahi, bu talepler yönünden davanın tefriki doğru olmayacağından, bu davanın her durumda arabuluculuk dava şartına tâbi olduğunun kabulü gerekeceği-
Borçlunun ilama aykırılık şikayetine dayalı olarak takibin ve icra emrinin iptalini talep etmesi ve haklı çıkması halinde, icranın iadesini isteyebileceği bu durumda hukuki yararı mevcut olduğuna göre, borcun icra takibinden sonra ödenmiş olması, şikayetin esasının incelenmesine engel olmadığı-
Borçlu ölmüş olsa bile mirasçılarına karşı halefiyat kuralı gereğince her türlü takibin ve davanın açılmasının mümkün olacağı; çünkü TMK.nun 641. maddesine göre, mirasçıların; tereke borçlarından müteselsilen sorumlu oldukları-
bina ve ortak alanlarındaki eksik iş ve ayıptan doğan zarardan yöneticinin arsa sahibi-kat maliki ya da kat maliki - temlik alan sıfatlarıyla arsa payı oranında dava açmakta hukuki yararı bulunduğunun kabulü gerektiğinden davaya devam edilip karar verilmesi gerektiği-
11. HD. 08.05.2014 T. E: 2013/1342, K: 8764-
Geçit davalarında amacın, yolu bulunmayan taşınmazların genel yola ulaşmalarını sağlamak olduğu ve, her iki taşınmazını birbirine bağlamak için geçit istemekte hukuki yarar olmadığı-
Tahsili istenen yedieminlik ücreti, muhafaza tedbirinin uygulandığı takip dosyasından değil, ayrı bir takibin konusu yapılmış, takip itiraz edilmeksizin kesinleşmiş ve paraya çevirme aşaması tamamlanmış olduğundan, yedieminlik ücretinin satış bedelinden öncelikle ödenmesinin mümkün olmadığı; satış tutarının, bütün alacaklıların alacağını tamamen ödemeye yetmeyeceğinin anlaşılması halinde, icra dairesince, alacaklıların bir sıra cetvelinin yapılması gerektiği-
Kesinleşen (önceki) Bölge Adliye Mahkemesi kararı ile iktisadi işletme tarafından yapılan borca itirazın şikayetçi borçlu Dernek adına yapıldığı ve geçerli olduğu kabul edildiğinden, daha sonra borçlunun ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve yapılan itirazın geçerli sayılmasına yönelik şikayette hukuki yararının bulunmadığı- Aynı takipte, borçlu adına yapılmış iki ayrı geçerli itiraz olduğunun kabul edilemeyeceği-
Şikayetçi borçlu şirkete satış ilanının "tebliğ evrakı adreste işyeri yetkilisi olduğunu beyan eden ehil ve reşit olan ................ imzasına tebliğ edildi" şerhi ile 13.12.2021 tarihinde tebliğ edildiği görülmüş olup, Bölge Adliye Mahkemesinin de kabulünde olduğu üzere ............. Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarına göre satış ilanı tebliğ tarihi itibariyle borçlu şirket yetkilisinin adı geçen kişi olmadığı, borçlu şirket yetkilinin hangi sebeple mutat iş saatlerinde iş yerinde bulunmadığı veya o sırada evrakı bizzat alamayacak durumda olup olmadığı tespit edilmediğinden satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğu-
Davacı karşı davalı 3. kişi tarafından açılan istihkak davasının yargılaması sonucunda istihkak iddiasının reddine, takibin devamına karar verildiği, üzerinde haciz şerhi bulunan taşınmaza ilişkin davalı karşı davacı alacaklı için satış isteme imkanı doğmuş olduğundan karşı dava olarak açılan tasarrufun iptali davasının artık konusuz kaldığı, davalı karşı davacı alacaklının söz konusu taşınmaza ilişkin tasarrufun iptali davası açmasında artık hukuki yararı kalmadığı hususu gözden kaçırılarak tasarrufun iptali davasının kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olup bozma nedeni olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.