Fesih istemine konu olan ihalede satılan bağımsız bölümün muhammen bedelinin ve satış bedelinin 25.000TL olduğu, ikinci bağımsız bölümün muhammen bedelinin 10.000TL satış bedelinin ise 15.610TL olduğu, üçüncü bağımsız bölümün muhammen bedelinin 14.000 TL satış bedelinin ise 16.110 TL olduğu, bir diğer bağımsız bölümün muhammen bedelinin 10.000 TL satış bedelinin ise 17.910TL olduğu, ilk bağımsız bölümün satış bedelinin muhammen bedele eşit, diğer üç bağımsız bölümlerin satış bedellerinin ise muhammen bedellerin üzerinde olduğu, bu nedenle, bu bağımsız bölümler yönünden zarar unsuru gerçekleşmemiş olup, borçlunun ihalenin feshini istemekte hukuki yararının olmadığı-
Eldeki menfi tespit davasının açıldığı tarihte, icra hukuk mahkemesinde açılan şikayet ve haciz ihbarnamelerinin iptaline ilişkin davanın devam ettiği ve haciz ihbarnamelerinin geçerli olduğu, davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararının olduğu ve davanın açılmasına davalının sebebiyet verdiği, davacının davanın açıldığı tarihte dava açmakta haklı olduğu anlaşıldığından davacı lehine yargılama gideri ve HMK'nın 326. maddesi gereği yargılama giderlerinden olan vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davacı yararına vekalet ücreti takdir edilmeyip davalı yararına vekalet ücreti takdir edilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığı- Harçtan muaf olan davacı idare tarafından istinaf karar harcı yatırılmadığı halde ........ Bölge Adliye Mahkemesince, davacı tarafından peşin yatırılan istinaf harcının istem halinde davacı tarafa iadesine karar verilmiş olmasının doğru olmadığı-
Kıdem, ihbar tazminatı, ücret alacağı, fazla mesai, hafta tatili, kötü niyet tazminatı ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine ilişkin davada; iş hukukundan kaynaklanan alacaklar bakımından baştan belirli veya belirsiz alacak davası şeklinde belirleme yapmanın kural olarak doğru ve mümkün olmadığı; bu sebeple iş hukukunda da belirsiz alacak davasının açılabilmesinin, bu davanın açılması için gerekli şartların varlığına bağlı olduğu-
İtirazın iptali davası-
Davacının belirsiz alacak davasının bir türü olan kısmi eda külli tespit talepli olarak dava açtığı, bilirkişi raporundan sonra belirlenen alacakları tamamlama dilekçesi ile belirli hale getirdiği, talepler belirli hale getirilerek tamamlanabilir dava şartı olan hukuki yarar gerçekleştiğinden, mahkemece yapılacak işin, kıdem tazminatı ve yıllık ücretli izin alacağı talepleri hakkında esastan karar vermek olduğu, mahkemece, kıdem tazminatı ve yıllık ücretli izin alacağının belirsiz alacak davası açılamayacağı, davacının hukuki menfaati bulunmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
İİK.nun 150/b maddesi uyarınca muhtıra tebliğ edilen üçüncü kişinin, anılan muhtıraya yönelik olarak icra dairesine yaptığı itiraz sonuç doğurmayacağından, alacaklının itirazın kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurmasında hukuki yararı bulunmadığı gibi, anılan istemin yasal dayanağının da bulunmadığı-
22. HD. 04.10.2018 T. E: 2017/30349, K: 21096-
8. HD. 01.04.2019 T. E: 2016/2480, K: 3492-
Nüfusta yazılı baba (ana) adının düzeltilmesi davasında husumetin yaşıyorsa babaya (anaya) ölmüşse mirasçılarına yöneltilmesi gerekeceği–
Hakkın saldırıya uğraması olasılığının, kural olarak hak sahibine erken dava açma hakkı tanımayacağı; davanın ileride hakkın tecavüze uğraması halinde eda davası olarak açılabileceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.