Covid 19 salgını sonrası dünyada ve ülkemizde meydana gelen ekonomik durgunluk, üretim süreçlerindeki yavaşlama sonunda fiyatlarda meydana gelen ani, orantısız yükselişle birlikte paranın alım gücündeki değişiklikler ile taşınır ve taşınmaz değerlerinde oluşan büyük artışlar, 7343 sayılı Kanun ile mahcuz ya da merhun malların cebri satışında başlıca yöntem olan açık artırmanın elektronik ortama taşınması ile beraber muhammen değerin üzerinde sonuçlanan satışların artmış olması da dikkate alınarak, Dairemizce görüş değişikliğine gidilmek suretiyle, ihale edilen mal muhammen bedelin üstünde bir bedelle satılmış olmakla beraber yapılan usulsüzlük malın daha yüksek bedelle satılmasını önlemiş ise (yani ihalenin feshi sebebi olarak dayanılan yolsuzluk yapılmamış olsa idi mal daha yüksek bedelle satılabilecek idi ise) malın daha yüksek bir bedelle satılamamış olmasından zarar görmüş olan ilgilinin ihalenin feshini istemekte hukuki yararı bulunduğunun kabulü gerekeceği görüşünün benimsendiği-
- 12. HD. 18.01.2024 T. 8067/541
- 12. HD. 28.12.2023 T. 7916/9501
- 12. HD. 27.12.2023 T. 8183/9356
- 12. HD. 27.12.2023 T. 9234/9341
- 12. HD. 27.12.2023 T. 8701/9387
- 12. HD. 21.12.2023 T. 8036/9134
- 12. HD. 19.12.2023 T. 8654/8878
- 12. HD. 14.12.2023 T. 8262/8722
- 12. HD. 14.12.2023 T. 7891/8799
- 12. HD. 14.12.2023 T. 7690/8798
- 12. HD. 14.12.2023 T. 8521/8762
- 12. HD. 14.12.2023 T. 8039/8800
- 12. HD. 14.12.2023 T. 8063/8801
- 12. HD. 12.12.2023 T. 8702/8617
- 12. HD. 12.12.2023 T. 6833/8618
- 12. HD. 11.12.2023 T. 8446/8508
- 12. HD. 11.12.2023 T. 6084/8468
- 12. HD. 11.12.2023 T. 6064/8466
- 12. HD. 11.12.2023 T. 6089/8467
- 12. HD. 07.12.2023 T. 5882/8374
- 12. HD. 06.12.2023 T. 5821/8291
Davacı, dava dışı üçüncü kişiden davalıdan olan alacağının 100.000 TL'sini devralmış, temlik belgesini davalıya tebliğ etmiş, bu davanın açılmasından önce temlik alınan para, temlik edenin borçlarından dolayı icra veznesine ödenmiş olduğundan davacı bu paranın kendisine ödenmesi gerektiği iddiasında olduğu takdirde, eda davası açmak suretiyle bu parayı davalıdan talep edebileceğinden davacının, davacının tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı için davanın reddine karar vermek gerektiği-
İİK.'nin 128/a madddesi uyarınca kıymet takdirinin tebliğ edildiği ilgililer raporun tebliğinden itibaren 7 gün içinde raporu düzenleten icra dairesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesinde şikayette bulunabileceği- Kıymet takdir raporu borçluya usulüne uygun tebliğ edilmediği ve takip dosyasında da borçlunun kıymet takdirine muttali olduğuna dair herhangi bir işlem bulunmadığı için, kıymet takdirine ilişkin hususların ihalenin feshi davası sırasında mahkemece değerlendirilmesi gerekeceği- Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre; satış bedelinin muhammen bedelin yüzde yüzünün üstünde olması halinde ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü gerekeceği- Buna göre, her ne kadar somut olayda, feshi istenilen ihaleye konu olan taşınmazların satış bedelleri muhammen bedellerinin yüzde yüzünün üzerinde olsa da, satış ilanı ve kıymet takdiri tebliğlerinin usulsüz olması ve borçlunun kıymete yönelik itirazlarının bulunması karşısında, bu aşamada zarar unsurunun bulunmadığından söz edilemeyeceği-
HMK'nun 353/1-a maddesinin 1-6 bentleri arasında sayılan usule ilişkin hukuka aykırılıklar tespit edildiğinde, ilk derece mahkemesine ait kararın esası incelenmeden kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği başka bir yer mahkemesine ya da görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine kesin olarak karar verilecektir. HMK'nun 353/1-a maddesinde belirtilen durumlarda istinaf mahkemesi kararı esas yönünden inceleyemez. HMK.nun 353/1-a maddesinde altı bent hâlinde sayılan hâllerde istinaf mahkemesinin esası incelemeden verdiği ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve dosyanın ilgili ilk derece mahkemesine gönderilmesi kararları kesin olduğundan temyiz edilemez. 7251 sayılı Kanun ile HMK.nun 362 nci maddesine eklenen (g) bendine göre “353 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında verilen kararlar” hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağı açıkça hüküm altına alınmış olup madde gerekçesinde de; 353 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamına giren durumlarda bölge adliye mahkemesinin duruşma yapmadan kesin olarak karar vereceği, fıkraya eklenen yeni (g) bendiyle, 353 üncü madde hükmü ile uyum sağlanarak Kanunun bütünlüğünün korunması amaçlandığı ifade edilerek 353 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında verilen kararların kesin nitelikte olduğu vurgulanmıştır.
9. HD. 30.06.2022 T. E: 7259 , K: 8585
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.