22. HD. 13.02.2019 T. E: 2017/15509, K: 3107-
Borçlu şirketin tebligat yapılan adresi bilahare değiştirilmiş ve bu değişiklik ticaret sicil gazetesinde tebliğ tarihinden sonra ilan edilmiş olduğundan ve değişiklik, TTK. mad. 36 uyarınca, üçüncü şahıslar hakkında ticaret sicil gazetesinin yayım tarihinden sonra hüküm ifade edeceğinden, yapılan tebligatın usulüne uygun olduğunun kabulü ile borçlu şirketin isteminin reddine karar verilmesi gerektiği-
İhalenin feshini şikayet yolu ile talep eden ilgilinin kendi menfaatinin muhtel olduğunu ispatlayamadığından ve ihalenin muhammel bedelin üzerinde gerçekleşmiş olduğundan şikayetçinin ihalenin feshini istemekte hukuki yararı bulunmadığı ve istemin reddedilmesi gerektiği-
Kira bedelinin tespiti-
Davacının davalı ... adına yapılan menkul değerlerin borçlunun parası ile yapıldığı iddiası yani namı müstear niteliğinde olduğu ve terditli bir taleple açıldığı, bu sebeple BK'nun 19.maddesine göre de dava açmasında bir engel bulunmamakla birlikte, davacı alacaklının alacağının ipotek ile güvence altına alınmış olması nedeni ile her iki dava içinde davacı alacaklının bu davayı açmakta hukuki yararı olmadığı-
22. HD. 11.10.2018 T. E: 12391, K: 21818-
Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile talep edilen ücret farkı alacağının bulunup bulunmadığı hususundadır...
Tarafların tacir olup olmamasına bakılmaksızın ticari dava sayılan havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin uyuşmazlıklardan doğan davalar herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari dava vasfını kaybedeceği- İşin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmeyeceği- Yargı çevresinde asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde bir ticari uyuşmazlığın çözümü için asliye hukuk mahkemesine genel mahkeme sıfatıyla dava açılması halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilmeksizin işin görülmesi gerektiği- Asliye hukuk mahkemesinin ticari olmayan bir davayı asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla görmüş olmasının açıkça bozmayı gerektiren bir usule aykırılık halini oluşturduğu- Eser sözleşmesinden kaynaklanan davaların ticari dava olduğuna ya da asliye ticaret mahkemelerinde görüleceğine ilişkin yasal bir düzenleme bulunmadığı için uyuşmazlık konusu işin her iki tarafın birden ticari işletmesi ile ilgili olmasının zorunlu olduğu- Görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olduğundan yargılamanın en kısa sürede ve usul ekonomisi gözetilerek, yargılamada gelinen aşama da dikkate alınmak suretiyle, mahkemece işin esasının incelenerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken tarafların niteliğinde ve görevli mahkemenin tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi doğru olmadığı, kararın bozulması gerektiği-
İcra dairesi görevlilerinin hatalı işlemi sonucunda fazla ödemede bulunmuş olan davacının bu fazla ödemeyi diğer takip borçlularından tahsil etme imkanına sahip olduğu durumlarda, Adalet Bakanlığı aleyhine açtığı tazminat davasının -henüz zarar oluşmadığından- reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davacıların payına isabet eden değer üzerinden davalının sorumlu olduğu miktar belirlenerek, bu miktar üzerinden, davalı taraf aleyhine yargılama gideri, harç ve vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının isabetli olmadığı- Davalı tarafından açılmış tespit davası ya da muhdesatın aidiyetine yönelik bir dava bulunmadığı halde, sadece davalı tarafın dosyadaki savunması ve toplanan deliller doğrultusunda sanki bir tespit davası var gibi kabul edilerek tapu iptali ve tescil kararı ile birlikte taşınmaz üzerindeki ağaçlara yönelik davalıya aidiyatıyla ilgili beyanlar hanesine şerh verilmesinin doğru olmadığı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.