Tedbir isteminin gerekçesiz reddinin yasaya aykırı olduğu-
Davacı avukatların, gerek “müvekkilin nam ve hesabına tahsil ettiği alacakları geciktirmeksizin iş sahibine bildirmesi” gerektiğine ilişkin Avukatlık Kanununun 166. maddesine ve gerekse “müvekkil adına alınan paralar ve başkaca değerler geciktirilmeksizin müvekkile duyurulur ve verilir.” şeklindeki Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 43. maddesine aykırı hareket ederek, müvekkilleri davalı adına yapmış oldukları bir kısım tahsilatları haksız olarak yedlerinde tuttukları, bu husustan müvekkillerini haberdar etmedikleri anlaşıldığından, davalı tarafından haklı olarak azledildiklerinin kabulü gerekeceği; mahkemece “haklı azlin” gerektirdiği sonuçlara göre bir inceleme ve değerlendirme yapılarak, azilden önce kesinleşen işler bakımından hesaplama yapılması için ek rapor alınması ve hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, davacıların sarfettiği emekleri, mesaisi ve üstlendikleri işleri getirdikleri durum nazara alınarak tüm dosyalar yönünden vekalet ücretine karar verilmiş olmasının, usul ve yasaya aykırı olacağı-
12. HD. 23.11.2023 T. E: 6565, K: 7789
Mahkemenin, fer’i müdahale dilekçesi üzerine müdahale talebinin kabulüne veya reddine karar vereceği, fer’i müdahilin, müdahale talebinin reddine ilişkin kararı, asıl hüküm verildikten sonra lehine müdahale etmek istediği taraf aleyhine verilmiş olan hükme karşı temyiz yoluna başvurarak temyiz edebileceği ve hükmün, müdahale talebinin haksız olarak reddedilmiş olması nedeniyle bozulmasını isteyebileceği, müdahale talebinin kabulü halinde ise fer’i müdahilin, lehine katıldığı tarafla birlikte hareket ederek davayı ancak bulunduğu noktadan itibaren takip edeceği, hükmün, lehine müdahale edilen taraf hakkında verileceği, müdahil hakkında karar verilemeyeceği, müdahil hükmünün ancak, lehine katıldığı tarafla birlikte temyiz edilebileceği-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteği-
Borçlu tarafından süresinde icra dairesine itiraz edilmemiş olsa bile, sadece tebliğ tarihinin düzeltilmesinde, takibin kesinleşmesinden önce uygulanan hacizlerin kaldırılması, mal beyanında bulunma süresinin belirlenmesi ve takibin kesinleşme tarihinin değişmesi gibi nedenlerle borçlunun hukuki yararı bulunduğu-
Davalının ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren 7 günlük süresi içinde asıl alacak bedelini ödemiş olduğunda uyuşmazlık bulunmadığına göre, artık davacının bu bedeli dava konusu yapmasında hukuki yararının bulunmadığı-
Boşanma davası devam ederken eşlerden birinin ölmesi halinde ölen eşin mirasçılarına, diğer eşin kusurunun tespiti için davaya devam etme hakkı tanınacağı- İlk ölen eşin diğer eşin öldüğü tarih itibariyle hayatta bulunmaması nedeniyle kendisinden sonra ölen eşin mirasçısı olamayacağı bu açıdan ilk ölen eşin evlilik birliğinin temelinden sarsılması konusunda kusurunun tespit edilmesinde hukuki yararının olmayacağı-
İcra takibine itirazın, “ adli bir işlem” niteliğinde olup, icra dairesi nezdinde belediye adına işlem yapmak ve itiraz etmek yetkisi 5393 Sayılı Belediye Kanunu’nun 38/c maddesi uyarınca Belediye Başkanına veya Avukatlık Kanunu 35. maddesi kapsamında avukat sıfatı taşıyan usulünce Belediye Başkanı tarafından yetkilendirilmiş bir vekile ait olduğu, bir an için itirazın süresinde yapıldığı kabul edilse dahi, icra takibi borçlu Akdeniz Belediye Başkanlığı hakkında başlatıldığından belediyenin taraf olduğu bu takipte, belediyeyi Belediye Kanunu’nun yukarıda sözü edilen maddesi uyarınca Belediye Başkanı temsil edeceğinden, belediye başkan yardımcısı tarafından yapılan itirazın da sonuç doğurmayacağı-
Davacı avukatların vekil olarak görev almadıkları icra dosyasından akdi ve karşı yan vekalet ücreti talep etmelerinin kanunen mümkün olmadığı- Azleden tarafın, azlin haklı olduğunu ispatlaması gerektiği, davacı avukatların yalnızca kısmi dava açmalarının başlı başına haklı azil sebebi sayılamayacağı- Avukatlık sözleşmesinde ''davanın neticelenmesi sonucu ortaya çıkan değer'' ibaresinden, davacı avukatların, davalı müvekkili adına takip ettiği dava dosyasında dava değeri olarak belirtilen ve mahkemece hüküm altına alınan miktarın anlaşılması gerektiği, dosyada yapılan keşif sonucu belirlenen ancak dava ıslah edilmediği için mahkemece hüküm altına alınmayan meblağ üzerinden akdi vekalet ücretinin hesaplanmasının hatalı olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.