Bozma sonrası hükümde davalı adının yanlış yazıldığı belirtilerek yapılan tavzih talebinin kabulüne dair verilen yerel mahkeme tavzih kararının, davacılar vekili tarafından temyiz edildiği, "dava açılan şirketin ünvan değişiklikleri arasındaki silsilenin doğru incelenmediği, mahkemece; davacı tarafın dava dilekçesinde davalı olarak gösterdiği A.Ş'nin, kazanın meydana geldiği tarihten itibaren gerçekleşen ünvan değişikliklerinin, aradaki silsile bozulmayacak biçimde takibinin yapılıp buna ilişkin ticaret sicil kayıtlarının getirtilmesi; dava açılan şirketin ünvan değişiklikleri sonucu hangi hali aldığı saptanarak hükmün tashihine (veya  bu talebin reddine) karar verilmesi" gerektiği belirtilerek bozulduğundan, bozma üzerine, doğru hasım hakkında verilecek yeni karar ve bu kararın kesinleşme durumu huzurdaki (hacizlerin kaldırılmasını, takibin durdurulması istemli) şikayetin esasına etkili olduğu dikkate alınarak karar verilmesi gerektiği-
HMK. mad. 297/1-c uyarınca, bir gerekçeli karar mevcut değil iken, tashih şerhiyle bu usuli eksikliğin giderilmesinin olanaksız olduğu-
İlamda mahkemece davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi talebine ilişkin istemin, hükme yeni bir unsur ilave edilmesi niteliğinde olduğu ve bununda tashih yoluyla karşılanmasına yasal olanak bulunmadığı dikkate alınmadan tavzih kararı verilmesinin doğru olmadığı-
Taşınmazın niteliğinin, çekişmeli taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin süresinin ve niteliğinin, taşınmazın sınırında kuru dere bulunması hususu irdeleyip taşınmazın dere yatağı niteliğinde olup olmadığının yahut derenin jeolojik etki alanında bulunup bulunmadığının belirlenerek denetime elverişli bilimsel verileri içeren ayrıntılı rapor alınması gerektiği-
3. HD. 28.11.2017 T. E: 7106, K: 16616-
İtirazın iptali davası-
Takip dayanağı ilâmın bozulması halinde fazla ödediği (ya da haksız olarak ödediği) parayı geri alabilmek için, borçlunun alacaklı hakkında bağımsız bir icra takibi veya dava açamayacağı (bunda hukuki yararı bulunamayacağı)– İİK’nun 40. maddesi çerçevesinde icra dairesine başvurarak eski hale iadesi talep olunabilecek bir konu için, davacının elindeki davayı açmakta hukuki yararı olmadığı-
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil davasının yapılan yargılaması sonunda..
Hükmün tashihinin HMK. mad. 304 uyarınca yapılıp, madde hükmüne aykırı olarak hükme ekleme yapılmasının yerinde olmadığı-
11. HD. 12.09.2022 T. E: 2021/1800, K: 5752

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.

  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • kayıt gösteriliyor