İİK.’nın 337/a maddesinde düzenlenmiş bulunan “ticareti terk suçu”nun ticaret şirketi temsilcileri tarafından işlenemeyeceği-
Borçlu sanığın mal beyanı dilekçesinde bildirdiği taşınmazın tapu kayıtları getirtilerek, taşınmazın kendisine ait olduğunun anlaşılması halinde, borcu karşılamaya yeterli olup olmadığı araştırılarak, sonucuna göre “İİK.’nun 332. maddesinde düzenlenmiş olan suçu işleme kastının bulunup bulunmadığı”nın takdir edilmesi gerekeceği-
Ödeme emrinin usulsüz tebliğ edilmiş olmasının icra mahkemesince -doğrudan doğruya- gözetilemeyeceği, bu hususun borçlu (kiracı) tarafından (ayrıca) "şikayet" konusu yapılabileceği
Konkordato talep eden borçlu şirketlerin yetkili temsilcisinin yargılama sırasında mahkemeye çağrılarak dinlenmediği, kanunun amir hükmünün yerine getirilmediğinin dosya kapsamından anlaşılmadığı- Mahkemece, İİK’nın 292.maddesi uyarınca borçlu vekilinin duruşmaya çağrılıp dinlendiği belirtilmiş ise de kanunun düzenlenme amacının borçlu asilin dinlenmesi olduğu dikkate alındığında, borçlu vekiline tebligat çıkarılması ve dinlenmesinin geçerli olmadığı bu nedenle konkordato talep eden borçlu şirketlerin yetkilisinin mahkemeye çağrılarak dinlenmeden yazılı şekilde karar verilmesinin doğru görülmediği-
Gerekçe ve hüküm fıkralarının birbiri ile çelişkili bir hükmün yaratılamayacağı-
Mahkemece aynı gün ön inceleme duruşması tamamlanıp tahkikat aşamasına geçilmiş, davalıya başka tebligat yapılmadan tahkikat aşaması tamamlanarak hüküm verilmiş olup; davalının yokluğunda hüküm kurulması, davalının hukuki dinlenilme hakkına (HMK md. 27) aykırı olup; bozmayı gerektirdiği-
Yoksulluk nafakasının arttırılması istemli davada; tarafların iddia ve savunmaları ile ekonomik ve sosyal durumlarına ilişkin bilgi ve belgenin toplanarak duruşma açılması ve tarafların açıklamaları dinlenildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken dosya üzerinde karar verilemeyeceği; bu durumda mahkemece; ön inceleme duruşması için bir gün belirleyerek tarafları davet ederek ardından duruşmada HMK 140. ve devamı maddelerini uygulayarak yargılamayı bitirmek gerekirken, tüm bu hususlar göz ardı edilerek tarafların yokluğunda dosya üzerinden karar verilemeyeceği-
Mahkemece; tarafların usulünce davet edilerek ön inceleme duruşmasına ilişkin usuli işlemleri yaptıktan sonra gerekli görmesi halinde tahkikat duruşmasına geçilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği- İlk derece mahkemesince ön inceleme yapılmadığı gibi tahkikatın bitirilerek, sözlü yargılama aşamasına geçildiğine dair bir belirleme yapılmadığı, taraflara sözlü yargılamaya ilişkin son sözlerin sorulmadığı, bu sebeple yargılamaya yasaya aykırı olarak son verildiği- Tapu iptal ve tescil isteği bakımından dava konusu edilen taşınmazın değeri keşfen belirlenerek harç ikmalinin sağlanması, ondan sonra işin esası bakımından bir hüküm kurulması gerektiği- Görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebileceği- İlk derece mahkemesince her ne kadar kayıt maliki olmayan davalılar hakkında pasif husumetten davanın reddine karar verilmiş ise de, ara malik davalılar tapu kayıt maliki olmasalar da, muvazaalı eylemi kayıt maliki olan davalı ile el ve işbirliği içerisinde gerçekleştirdikleri iddia edildiğinden eylemin haksız fiil niteliğinde bulunduğu, yargılama sonucunda tapu kayıt maliki olmayan davalıların yargılama gideri ve harç gibi hükmün ferilerinden davalı ile müteselsilen sorumlu tutulmaları gerekeceği-
Mal varlığının terki suretiyle konkordatoya niteliğine aykırı düşmedikçe adi konkordatonun hükümlerinin uygulanacağı- Kesin mühlet içerisinde karar verilemeyeceğinin anlaşılması hâlinde mahkemenin her hâlde İİK'nın 304/2. maddesi uyarınca mühlet hükümlerinin uzatılmasına dair karar vermesi gerektiği, aksi hâlde mühlet hükümlerinin kendiliğinden ortadan kalkacağı, İİK'nın 304/2. maddesi uyarınca mühletin uzatılmasına karar verilmemesi durumunda, mühlet hükümlerinin zımnen uzadığının kabul edilemeyeceği, mühletin dolması ile birlikte borçlunun, komiserin ve mahkemenin denetiminden çıkacağı, bu süreçte malvarlığında eksilme olup olmadığından, muvazaalı işlem yapıp yapmadığından kimsenin emin olamayacağı, komiserler tarafından sunulan nihai rapora ekli projenin uygulanabilir olup olmadığının tespitinin yapılamayacağı-
İstihkak davalarında alacak miktarı ile haczedilen malların değerinden hangisi az ise o değer üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre nispi avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.