Fesih için haklı sebepleri bulunduğunu iddia eden bir işçinin, muhtemel fesih tarihinden sonraki işsizlik sürecini ve geçim koşullarını nazara alarak, fesihten önce başka bir işe başvurmuş olması ve bu başvurusunun kabul edilmesinden sonra, iş sözleşmesini feshetmesinin, işverenden kaynaklanan haklı fesih olgusunu ortadan kaldırmayacağı gibi bu feshin kötüniyetli olduğu sonucunu da doğurmayacağı- Fesih iradesinin doğduğu anda değil de sonradan açıklanmasının, makul kabul edilebilir insanî kaygılardan kaynaklı olduğundan ve işvereni zarara uğratma kastı da bulunmadığından, hakkın kötüye kullanılması olarak nitelendirilemeyeceği- Haklı fesih sonucunu doğuran nedenler işverenden sadır olup, davacı işçilerce bu hak fiilen yeni işe başlanılmasından evvel kullanıldığı gibi fesihten önce iş başvurusu yapılıp kabul edilmesinden sonra kullanılmasının da makul kabul edilebilir insani kaygılardan kaynaklı olduğu anlaşıldığından, bu hakkın dürüstlük kuralına aykırı kullanıldığının kabul edilmesinin hakkaniyet ve adalet ilkesi ile de bağdaşmayacağı-
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; 30.01.2018 tarihinde işe iade istemiyle açılan davada, Bölge Adliye Mahkemesince 05.11.2019 tarihinde ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine kesin olmak üzere karar verilmesinden sonra davacı vekilinin 20.03.2020 tarihli dilekçesi ile yargılamanın iadesini talep ettiği dikkate alındığında; yargılamanın iadesi isteminin ilk derece mahkemesince mi yoksa Bölge Adliye Mahkemesince mi değerlendirilmesi gerektiği-
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından mı yoksa davacı işçi tarafından mı haklı nedenle feshedildiği, buradan varılacak sonuca göre davacının kıdem tazminatına hak kazanıp kazanamayacağı-
Türk Borçlar Kanununun 316.maddesi hükmü uyarınca kiracının kiralananı sözleşmeye uygun olarak özenle kullanmak ve kiralananın bulunduğu taşınmazda oturan kişiler ile komşulara gerekli saygıyı göstermekle yükümlü olduğu-
İtirazın kaldırılması ve tahliye davaasında, takibe dayanak yapılan ve hükme esas alman kira sözleşmesi 01.01.2011 tarihli ve 1 yıl süreli olarak düzenlenmiş olupbelirsiz süreli sözleşmeye dönüştüğünden 6 aylık dönem sonu itibariyle 3 ay önceden fesih bildirimi yapılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Her ne kadar mahkemece davanın açılmamış sayılması yönünde hüküm verilmiş ise de asıl dava yönünden dosyanın işlemden kaldırılmasına dair bir karar verilmediğine göre yenilenme talebinde bulunulmamasının olağan olduğu, bu nedenle dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmeden üç aylık yasal süre içinde herhangi bir yenilenme talebinde bulunulmadığından bahisle asıl dava hakkında açılmamış sayılmasına karar verilmesinin hatalı olduğu-
9. HD. 08.11.2010 T. E: 36834, K: 32051-
7. HD. 17.12.2015 T. E: 41177, K: 25652-
Islah dilekçesi ile açılan davadaki taleplerin yanında dava dilekçesinde dile getirilmeyen bir alacak kaleminin de hükme bağlanması istenilmiş olmakla, ihbar tazminatına ilişkin bu yeni istemin HMK. mad 119 vd. 'de düzenlenen dava açma prosedürüne ilişkin usulü şartları taşımaması nedeniyle ek dava olarak da değerlendirilmesinin mümkün olmadığı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.