Tenkis istemi ile bağlantılı bulunan faiz isteminin de, asıl istem gibi bir yıllık süreye bağlı olduğu-
11. HD. 25.10.2016 T. E: 2015/11440, K: 8401-
Özel hukuk tüzel kişilerine yapılacak tebligatın bunların yetkili temsilcilerine yapılması gerekeceği, eğer tüzel kişinin yetkili temsilcisi yoksa veya evrakı bizzat alamayacak bir halde ise; görev itibariyle temsilciden sonra gelen kimse veya evrak müdürü gibi bu işle görevlendirilmiş bir kişiye, o da yoksa tüzel kişinin o yerdeki memur veya müstahdemlerinden birine yapılabileceği, tebligat tüzel kişinin yetkili temsilcisine yapılmamış ve sıralı kişilere yapılmışsa, bunun nedenlerinin açıkça ve ayrıntılı olarak tebligat mazbatasına yazılması gerekeceği- Mahkemece, öncelikle direnme kararının vekilini azletmiş bulunan birleşen davanın davalısı şirketin yasal düzenlemeler de gözetilerek yöntemine uygun olarak tebliğiyle temyiz süresinin geçmesinin beklenmesi; ayrıca şirket vekilinin de vekillikten çekilmiş olması nedeniyle, asile bu hususun tebliğ edilmesi, direnme kararının temyiz edilmemesi halinde bu şekliyle, temyizi halinde ise devamı işlemler de tamamlanarak ondan sonra dosyanın s
TBK.'nun 55. maddesindeki "Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz." ibaresinin hesaplanan tazminatın yalnızca miktar gözetilerek azaltılamayacağını öngörmek suretiyle zarar görenin mülkiyet hakkı kapsamındaki meşru beklentisini koruduğu- Aile içi bakım ve dayanışma nedeniyle bakıcı giderinden hakkaniyet indirimi yapılmayacağı- Kanun koyucunun tutumunun bedensel zararlar konusunda tarafların yıkımına yol açacak yüksek miktarda tazminat hesaplanmasının dahi hakkaniyet düşüncesiyle indirime konu edilemeyeceği yönünde olduğu- Tazminatın amacının zararın tazmin edilmesini sağlamak olduğu ve hesaplanacak tazminatın azami miktarının gerçek zarar ile sınırlı olduğu-
Davacının bankadaki döviz tevdiat hesabındaki paraların davalının kusuru sonucu başka hesaba aktarılması üzerine, davacı tarafça başlatılan icra takibine vaki itirazın kaldırılması davasında; davalının kusuru nedeni ile itirazın iptali ve icra inkâr tazminatının koşulları oluşmadığından, bu talebin reddi doğrultusundaki kararın yerinde olacağı-
Asıl ve birleşen itirazın iptali davalarının bozmaya uyularak-
Asıl ve birleştirilen itirazın iptali davalarının-
Tecavüzün imar uygulaması ile oluştuğunun saptanması halinde çekişmeli yerin ifrazının mümkün olup olmadığının 3194 Sayılı Yasa'nın 15. ve 16. maddeleri gereğince Encümen Kararına dayalı olarak belirlenmesi gerekirken İmar ve Şehircilik Müdürlüğü'nün 21/01/2013 tarihli yazısı ile yetinilerek karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi, tecavüzün imar uygulaması sonucu oluşup oluşmadığı tespit edildikten sonra ecrimisil yönünden sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesinin de isabetsiz olduğu-
İlam, hükmün verilmesi tarihinden itibaren 10 yıldan fazla bir zaman geçtikten sonra, borçluya tebliğ edilimesi halinde, borçlunun, süresi içinde temyiz yoluna başvurarak hükmün yalnız ilamın zamanaşımına uğramış olması nedeniyle bozulmasını sağlayabileceği- Bu sürede zamanaşımını kesen sebeplerin varlığı da kanıtlanamadığından somut olayda "İlam" niteliği kazanan karar için 10 yıllık ilam zamanaşımı geçmiş olduğu, ilamın zamanaşımına uğradığı gözetilerek yeniden hüküm kurulması için kararın bozulması gerektiği-
Taraflar arasındaki kooperatif ihraç kararının iptali ve menfi tespit davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne, birleşen menfi tespit davası-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.