Vasiyetnamenin açılışını müteakip mirasta hak sahibi her birine, vasiyetnamenin kendilerine ilişkin kısımlarının onaylı bir örneğinin tebliğ olunacağı, lehlerine karşılıksız kazandırma yapılan kimselerin ve mirasçıların adresleri belli değilse kendilerine vasiyetin ilanen tebliğ edileceği, sulh hakiminin, vasiyetnamenin kendisine teslimini müteakip gerekli koruma önlemlerini alacağı, olanak varsa ilgilileri dinleyerek yasal mirasçılara terekenin geçici olarak teslimine yahut resmen yönetilmesine karar vereceği-
8. HD. 25.06.2019 T. E: 2018/13571, K: 6421-
Davacı-davalı kadının adli yardım talebinin kabulüne karar verildiği, 6100 sayılı HMK’nm 365. maddesi gereğince, temyiz dilekçesinin, temyiz edenin bulunduğu yer ilk derece mahkemesine de verilebileceği hususları gözetilmeksizin temyiz başvuru dilekçesinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu- Anılan karara karşı davalı-davacı erkek tarafından her iki dava yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, istinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince verilen kararın gerekçesinde, davacı-davalı kadının ayrı yaşamakta haklı olduğu bu nedenle yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinin doğru olduğu gerekçesiyle davalı-davacı erkeğin tedbir nafakasına yönelik istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerektiği belirtildikten sonra hüküm sonucunda davacı-davalı erkeğin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilerek hüküm ile gerekçe arasında çelişki yaratıldığı, gerekçe ve hüküm arasında yaratılan bu çelişkinin tek başına bozma sebebi oluşturduğu-
Asıl ve birleşen alacak davası-
Kadın eşin hastalığı ve hamileliği döneminde annesinin yardımına muhtaç olduğunun bu nedenle bu vakıanın kadına kusur olarak yüklenilmesinin mümkün olmadığı-
Her bir istek hakkında taraflara yüklenen borç ve tanınan hakları sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde göstermesi ve infaza imkan sağlayacak içerikte bulunmasının zorunlu olduğu- Davanın sağ kalan eş tarafından açıldığı, miras bırakanın veraset ilamına göre sağ kalan eşin miras payı 1/2 olduğu ve bu pay üzerinden, dava devam ederken ölen eşin mirasçıları olan davacıların mirasçılık belgesindeki miras payları oranında tapu iptali ve tescile hükmedilmesi ve kalan payların kayıt maliki olan davalı üzerinde bırakılması gerekirken yazılı şekilde HMK. mad. 297/2. hükmüne aykırı olarak, infazı mümkün olmayan şüphe ve tereddüt uyandıracak şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Kanun koyucunun ihtiyati tedbire ilişkin kanun yollarına ilişkin düzenlemeleri bilinçli, özenli, ayrıntılı ve açık bir şekilde yapması, HMK'nın 395. ve 396. maddelerinde  bilinçli şekilde aynı Kanun'un 394/5. fıkrasına atıf yapmaması karşısında, Mahkemenin  600.000 TL teminat yatırılması halinde şirket hisseleri üzerine konulan ihtiyati tedbirin kaldırılmasına yönelik ara kararına karşı, kanun yolu, dolayısıyla istinaf yolu kapalı bulunduğundan davalı-birleşen dosyada davacı vekilinin dilekçesinin "itiraz dilekçesi" olarak dikkate alınması ve bu taleple ilgili mahkemece olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerektiği-
Davalı bonoya ciro yoluyla hamil olduğundan keşideci ile lehtar arasındaki şahsi def'ilerin hamile karşı ileri sürülebilmesi için 6762 sayılı TTK'nun 599. maddesi uyarınca hamilin kötü niyetle senedi iktisap ettiğinin ispatı gerektiği-
Kooperatif üyelik hakkına dayalı tapu iptal ve tescil istemi-
Kesin yetki kuralı olmadığı durumlarda, hakimin doğrudan (re'sen) yetkisizlik kararı veremeyeceği, HMK'nın 19/4. madde hükmüne göre de, yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkemenin yetkili hale geleceği, somut olayda, asıl davada, 30.06.2021 tarihinde dava dilekçesi ve tensip zaptı davalı alacaklı vekiline tebliğ edilmiş, davalı alacaklı vekili 07.07.2021 tarihli cevap dilekçesinde yetki ilk itirazında bulunmamış, bu tarihten sonra açılan birleşen davada cevap dilekçesinde yetki ilk itirazında bulunduğu görülmüş olduğundan, işin esasına girilerek, taraf kanıtları toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, re'sen yetki hususu değerlendirilerek yetkisizlik kararı verilmesinin isabetsiz olduğu- İstihkak davalarının asıl icra takibinin yapıldığı yer mahkemesi ile davalının yerleşim yeri mahkemesinde açılmasının mümkün olduğu, asıl icra takibinin yapıldığı yer İstanbul İcra Dairesi olmakla birlikte, davalı borçlunun yerleşim yeri adresi Şanlıurfa olduğuna göre, HMK'nin 7/1. maddesine göre davalılardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde davanın açılıp görülmesinin mümkün olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.