İlke olarak her davanın, açıldığı tarihteki fiili ve hukuki duruma göre hükme bağlanacağı- Dava açıldıktan sonra meydana gelen bir nedenle dava konusunun ortadan kalkması; eş söyleyişle tarafların, davanın esası hakkında karar verilmesinde hukuki yararının kalmaması halinde işin esası hakkında infaz kabiliyeti olan bir hüküm kurulmayacağı- Dava konusu hakkın davacıya ödenmesi, verilmesi ya da müdahalenin kaldırılması, davacı ve davalı sıfatının birleşmesi, yeni çıkan bir kanun yada Anayasa Mahkemesi kararı ile ya da kişiye sıkı sıkıya bağlı ve mirasçılara geçmeyen bir hakka ilişkin davalarda taraflardan birinin ölümü gibi nedenlerle artık dava konusu edilen talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesine gerek ya da neden kalmaması durumunda davanın konusuz kalmasından söz edileceği ve böyle bir durum söz konusu olduğunda mahkemenin yargılamaya devam etmesine gerek olmayacağı- Şikayet olunan vekili, icra emrine konu aracın kendilerine teslim edildiğine dair beyanda bulunduğundan, araç kendisine teslim edilen takip alacaklısının icra emri ile elde etmek istediği amaca ulaşmış olduğu ve tarafların işin esası hakkında karar verilmesinde hukuki yararı kalmadığı-
Taraflar arasındaki birleştirilen itirazın iptali, genel kurul kararının iptali ve alacak davaları-
Davacının kira sözleşmesi hükümlerine göre eda davası açarak dava konusu muhdesatlara ilişkin uyuşmazlığı çözmesi gerekirken, eda davası yerine tespit davası açmasında hukuki yararının bulunmadığı, dava konusu taşınmaz hakkında açılan ortaklığın giderilmesi davasında taraflara muhdesat aidiyetinin tespiti hakkında dava açmak için süre verilmiş olmasının da bu sonucu değiştirmeyeceği-
Asıl ve birleşen davada tapu iptal ve tescil davası-
Her ne kadar davalı sigorta şirketlerince gerek poliçe özel şartlarındaki "sigortalı kıymetlerin normal işlemesinden ve mutad kullanılmasından doğan aşınma ve yıpranmalardan veya çürüme, paslanma, korozyon veya oksidasyondan, buhar kazanlarında kireçlenme ve çamurlanmadan, işletmede doğrudan doğruya meydana gelen etkilerden, atmosferik vesair şartların verdiği tedrici bozulmaların teminata dahil olmadığı", gerekse Makina Kırılması Sigortası Genel Şartları'nın Teminat Dışında Kalan Haller başlıklı 3 üncü maddesinin (h) bendindeki "Makinelerin normal işlemesinden ve mutad kullanılmasından doğan aşınma ve yıpranmalardan veya çürüme, paslanma veya oksidasyondan, buhar kazanlarında kireçlenme ve çamurlanmadan işletmede doğrudan doğruya meydana gelen etkilerden, atmosferik vesair şartların sebebiyet verdiği tedrici bozulmalardan," hükümlerine göre gaz türbinlerinde meydana gelen hasarlanmaların poliçe kapsamında bulunmadığı yönünde savunma yapılmış ise de; tarafsız ve güvenilir delillerle hasarın teminat dışında kaldığının ispat edilemediği, davalı tarafından sunulan Teknik Rapor'un da tarafın isteği üzerine haricen düzenlendiği gözetildiğinde işbu raporun tarafsızlığı konusunda da şüphe oluştuğu, tüm dosya kapsamına göre hasarın teminat kapsamında olduğunun kabulü ile poliçe şartları kapsamında davacının kar kaybı, işçilik ve tamir bedeline yönelik taleplerinin değerlendirilmesi gerekeceği-
Mahkemece, dava dosyası ile birleşen .............. Esas sayılı dava dosyası ile ilgili kısa kararda herhangi bir hükmün kurulmadığı, gerekçeli kararda birleşen dava hakkında hüküm sehven kurulmadığından birleşen davanın tefriki ile yeni esasa kaydına karar verildiği, tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratıldığı, bu durumun hükmün infazda tereddüt yaratacak nitelikte olduğu ve HMK m. 297. ve 298/2 maddelerine aykırılık teşkil ettiğinden, hükmün re'sen bozulması gerekeceği-
Feragat beyanında bulunan tarafın, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edileceği- Davacıya duruşmadaki beyanı hatırlatılarak eski hale getirme bakımından isteğinin "davanın geri alınması" mı, "davadan feragat mi" olduğunun açıklattırılması sonuca göre yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden hüküm kurulması gerektiği-
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporları ve dosya kapsamına göre, davacının ipoteğinin kayıtsız şartsız borç için verilmesi, sözleşmenin eki olan ödeme planında ödenecek miktarlar ve vadelerinin BK nun 101. maddesine göre açıklanması, ipoteğin doğmuş bir borç için tesis edilmesi nedeniyle ana para ipoteği olduğu, kredi sözleşmesi ile ipotek belgesinde faiz oranlarının yazılmasına rağmen tapu siciline zuhulen işlenmeyen faiz kaydının üçüncü kişilere karşı geçerli olduğu, kredinin ticari kredi olmaması nedeniyle faiz oranlarının sabit olduğu, davalı bankanın alacağına mahsuben ipotekli taşınmazı alması nedeniyle ihalenin kesinleşmesi tarihine kadar ipotek belgesinde belirlenen faiz oranı üzerinden faize hak kazandığı, iflas tarihi itibariyle hesaplanması gerektiği gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulü ile ... TL alacağın 4. sırada iflas masasına kayıt ve kabulüne, asıl davada fazlaya ilişkin istem ile birleşen davaların reddine karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece; zabıt mümzileri eşliğinde olay yerinde keşif yapılarak yer tespitinin yapılması, ayrıca davacının o yerde tarımsal sulama faaliyetinde bulunup bulunmadığının resmi kurumlardan araştırılarak, dosyanın önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak ve aralarında ziraat mühendisinin de bulunduğu üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, bilirkişi kurulundan davalının davacı taraftan isteyebileceği dava konusu bedellerin, hesaplanması konusunda denetime elverişli rapor alınarak, davacının sulama birliğinden temin ettiği su miktarı ile suladığı alan yüz ölçümü de gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki birleşen tazminat, menfi tesbit ve alacak davaları-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.