Tefecilik suçu kapsamında davalı/sanığın cezalandırılmasına ilişkin kesinleşen mahkumiyet kararı gözetildiğinde, ceza mahkemesinde belirlenen maddi vakıaların hukuk hakimini bağlayıcı nitelikte olduğu- Davacıların dava dilekçesi ve yargılamanın diğer safhalarındaki beyanlarında davalıdan borç para karşılığında bonoyu davalıya verdiklerini ikrar etmeleri karşısında, davacıların bu ikrarı çerçevesinde birleşen dava bakımından takip konusu olan bononun .... TL kısmı dışında borçlu olmadıklarının tespiti gerektiği-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin devri (yüklenilmesi)- "Müteahhitliğin başkasına devredilemeyeceğinin" düzenlendiği sözleşmeye ilişkin, davacının devre onay verildiği iddiasıyla sunduğu "Muvafakatname" aslının ibrazı sağlanarak imza incelemesi yaptırılması, belgenin aslı ibraz edilmezse veya yapılan inceleme sonucunda imzanın davalı arsa sahibine ait çıkmaması durumunda davanın reddine; imza incelemesi sonucu imzanın asıl dosya davacısı arsa sahibine ait çıkması halinde ise, sözleşmenin devrine arsa sahibinin muvafakat verdiği kabul edileceğinden, iki adet daire bedelinden davalı arsa sahibinin de ilk yüklenici ile birlikte sorumlu tutulmasına karar verilmesi gerektiği- Arsa sahibinin imza inkarına rağmen imza incelemesi yaptırılmadan eksik inceleme ile karar verilemeyeceği- "'İş Bitirme Tutanağı' ve 'Yapı Kullanma İzin Belgesinde', davalı arsa sahibi adına vekâleten bu belgelerin imzalandığı, bu aşamada arsa sahibinin yükleniciye dair bir itirazının bulunmadığı, dava açıldıktan sonra sözleşmenin açıklanan nedenlerle devredildiğinin bilinmediğinin ileri sürülmesinin ve muvafakatnamedeki imzanın inkâr edilmesinin iyi niyet-dürüstlük kuralına aykırı olduğu, muvafakatnameye yönelik imza araştırması yapılmasına gerek bulunmadığı, TBK 205 gereğince, devredenin, bu sözleşmeden doğan taraf olma sıfatıyla birlikte bütün hak ve borçlar devralana geçtiğinden arsa sahibinin sözleşme gereğince birinci yükleniciye devretmesi gereken bağımsız bölümleri sözleşmeyi devralan davacı şirkete devretmesi gerekirken üçüncü kişilere satması nedeniyle, bu bağımsız bölümlerin dava tarihindeki rayiç bedellerinden sorumlu tutulmamasının doğru olmadığı" şeklindeki görüşün kabul edilmediği-
Tavzih kararı ile vekalet ücreti yükseltilmişse de, tavzih yolu ile de hüküm fıkrasının sınırlandırılması veya genişletilmesi yada değiştirilmesinin mümkün olmadığı-
Yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa ihdasen önceki hale getirilmesi istemi- Asıl davada davacının istemi terditli olup Mahkemece asıl talebin yerinde görülmemesi halinde ikinci talebin incelenerek bu talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerektiği- Mahkemece taşınmazın ..Encümen kararı ile önceki haline dönülmesine karar verildiğinden asıl ve birleştirilen dava yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmişken, temyize konu asıl davada davacının tapu iptali ve tescil istemi ile ilgili olumlu-olumsuz bir karar verilmemiş olmasının isabetsiz olduğu-
Mahkemece kısa kararda ve hükmün gerekçesinde dava konusu borcun dava sırasında ödendiğinin, davanın konusuz kaldığının, bu nedenle karar verilmesine yer olmadığına dair karar verildiğinin belirtildiği, yargılama giderlerinden davalıların sorumlu olacağı yazılmasına rağmen, hükmün 4. bendinde davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden davacının aleyhine davalılar yararına vekalet ücretine hükmedildiği, yine 5. bendinde de davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına karar verildiği, bu şekilde hem hükmün kendi içinde, hem de gerekçe ile hüküm fıkraları arasında çelişki oluşturulduğu-
Tavzih yoluna başvurabilmek için hükmün kesinleşmesini beklemeye gerek olmadığı, kesinleşmemiş olan kararlar hakkında da hükmün icrasına (yerine getirilmesine) kadar tavzih istenebileceği; fakat tavzih talebinde bulunulmakla temyiz süresi durdurulamayacağı, ilamın icraya konmasından sonra da, ilam tamamen icra edilinceye kadar hükmün tavzihinin istenilmesi mümkün olduğu - İcra Müdürünün hükmü yorumlamak (tavzih etmek) yetkisinin olmadığı, ancak o hükmü vermiş olan mahkemece tavzih edilebileceği - Hakimin tavzih yolu ile hükümde unutmuş olduğu talepler hakkında karar verip bunu hükmüne ekleyemeyeceği - Tavzih yolu ile kesinleşmiş olan hükmün sınırlandırılamayacağı, genişletilemeyeceği ve değiştirilemeyeceği-
HGK. 04.07.2019 T. E: 2016/22-2239 , K: 861-
Asıl dava, elatmanın önlenmesi; birleşen davalar, elatmanın önlenmesi ve yıkım istekleri-
Verilen kararın direnmemi yoksa yeni hüküm olup olmadığının değerlendirilmesinin Yüksek Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun görev ve yetkisinde olduğu-
Tazminat davası-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.