1086 sayılı H.U.M.K’nun 288.’nci maddesi(6100 sayılı HMK'nun 200.maddesi) gereğince davacı iddiasını ancak kesin delillerle kanıtlayabileceği-
Taraflardan birinin rapora itiraz etmesi, diğer tarafın itiraz etmemesi halinde ise raporun itiraz etmeyen taraf yönünden kesinleşeceği ve itiraz eden taraf yararına usuli kazanılmış hakkın doğacağı, bu ilkenin sonucu olarak, itiraz üzerine yeniden yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonucunda verilen raporun, önceki rapora göre itiraz eden taraf aleyhine olması halinde, kazanılmış hak ilkesi dikkate alınarak önceki raporda belirtilen kusur oranı, zarar miktarı vs. esas alınarak hükmedilecek miktarın belirleneceği-
Dosya içerisinde dava konusu çeklerle ilgili olarak verilmiş ihtiyati tedbir kararları mevcuttur. Bu ihtiyati tedbir kararlarının infaz edilmiş olması ve dolayısıyla temyiz eden davalıların alacaklarının tahsilinin geciktirilmiş olması durumunda İİK.’ nun 72/4. maddesi gereğince tazminata hükmedileceği gözetilerek, bu davalılar açısından anılan yasa hükmü uyarınca tazminat koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının hükmün bozulmasına neden olacağı-
Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali davası-
İcra dosyasında taraf olmayan üçüncü kişinin şikayet yoluyla haczin kaldırılmasını isteyemeyeceği, ancak istihkak prosedürüne göre haczin kaldırılmasını talep edebileceği-
Dava konusu taşınmazın tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen değeri arasında misli fark bulunduğundan, bu durumda tasarrufun iptale tabi olduğu- Malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun, alacaklılarına zarar verme kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumun ve zarar verme kastının, işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hâllerde iptâl edilmesi gerekeceği-
Davacı ile dava dışı şirket arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca davalıya davacıya ait taşınmazın satışının yapıldığı, davalıya temlik edildiği, davalı T. dışındaki tüm davalılar dava konusu bağımsız bölümün davacıya ait olduğu konusunda mutabık oldukları, davalı taşınmazın bedelini ödeyerek satın aldığını iddia ettiği, bu hususu ispata yeterli delil ibraz edemediği, dava konusu taşınmazın davacıya ait olduğunun kabulü gerektiği-
Mahkemenin kısa karar ile gerekçeli kararı arasında çelişki olup, bu durumun usul ve yasaya aykırı olacağı, bu çelişki giderildikten sonra hakimin vicdani kanaate göre karar vermesi gerektiği-
Davacının ortak olup olmadığının belirlenmesine yönelik davaların, salt malvarlığı kapsamında görülemeyeceğinden, görev hususunun parasal değere göre belirlenmesinin de mümkün bulunmayacağı,davanın sulh hukuk mahkemesinde görüleceğine dair yasal bir düzenleme mevcut olmadığından işbu davaya bakmanın asıl görevli mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinin görevine girdiği -
Davanın kısmen kabulü ile, "48.609,81 TL yıkım bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte birleşen dosya davalısından tahsili ile birleşen dosya davacılarına hisseleri oranında verilmesine" şeklinde kurulmuş olup, hükmün bu hali ile infaz kabiliyetinin bulunmadığı, davaya konu kat karşılığı inşaat sözleşmesini arsa sahipleri olarak birleşen dava davacıları arasında bulunmayan arsa sahiplerinin de imzalamış olduğu ve sözleşmeye konu taşınmazın miras intikali yolu ile ........... ve ............'a geçmiş olduğu dosya kapsamından anlaşılmakla, hükmün infazının mümkün olabilmesi için bu kişilerin arsa paylarının hükümde açıkça belirtilmesi gerektiğinden hükmün bu yönü ile bozulmasına karar verilmesi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.