Ehliyetsizlik iddiasına dayalı davalar tereke adına açılması gerektiğinden, mirasçılardan bir bölümünün payları oranında açtıkları davanın dinlenilmesine olanak olmadığı-
Nişan, nikah masrafları, takı yol giderleri vs. giderleri için talep edilen maddi tazminat ile eski eşin anne ve babasına karşı açtığı manevi tazminat taleplerinin Borçlar Kanunu'na dayandığından; bu taleplere ilişkin davalara genel görevli mahkemelerce bakılması gerektiği-
Trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminat istemi-
Kooperatifler Kanunu’nun 99.maddesi uyarınca bu kanundan kaynaklanan davalarda basit muhakeme usulü uygulanacağı ve adli ara vermede de bakılacağı-
Yabancı para alacakları sıra cetveline geçirilirken, iflas tarihindeki döviz satış kurundan Türk Lirasına çevrileceği, iflas idaresinin tek yanlı olarak alacakların hesaplanmasına ilişkin kararının davacıyı bağlamayacağı- Davacının alacağının gerçek sebebe dayanmayan hesap hareketleri ile oluşturulmadığı ve müflis bankanın sigorta prim borçlarından kaynaklandığı anlaşılmış olduğundan, bu borcun gününde doğrudan davacıya ödenmesi ile davacıya verilmek üzere, onun nam ve hesabına mevduat hesabında tutulması arasında fark olmadığı, hükme esas alınan raporda bu tutarın davacının kendi kayıtlarında da görülmediği ve birleşen davada istenen tutarın asıl dava ile istenen tutarın kapsamı içinde kaldığı belirtilmiş, ancak davacı vekili bu konudaki itirazlarını dile getirmiş olduğundan, mahkemece itirazlarının giderilmesi için bilirkişi kurulundan ek rapor alınmalı prim borçlarının ödenip ödenmediği üzerinde durularak bir karar verilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen itirazın iptali ve alacak davaları-
Henüz tanıklar dinlenilmeden ve ispat edilmek istenen husus hakkında yeter derecede bilgi edinilmeden mahkemece tarafların tanık dinletme hakkının iki ile sınırlandırılması hukuki dinlenilme hakkının ve bu hakkın alt unsurları olan “iddia ve savunma hakkı” ile “açıklama ve ispat hakkı”nın ihlâli niteliğinde olup, adil yargılanma hakkı ile bağdaşmadığı-
Mahkemece, asıl ve birleşen davada, dava konusu edilen davacı alacağının miktarının, davalı yönünden bilinebilir, hesap edilebilir, belirlenebilir yani likit alacak niteliğinde olduğu gözetilerek, yargılama sonunda itirazın haksızlığı belirlenen alacak tutarı üzerinden davacı yararına İİK'nın 67/2. maddesi uyarınca icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
İşlenme hakkını izin almadan işleyen, çoğaltan, çoğaltılmış nüshaları yayan, temsil eden veya her türlü işaret, ses ve görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletenlerden izni alınmamış hak sahipleri sözleşme yapılmış olması halde isteyebileceği bedelin veya kanun hükümleri uyarınca tespit edilecek rayiç bedelin en çok 3 katı fazlasını isteyebileceği- Taraflar arasındaki yazılı bir sözleşme olmaması, ifa edilen proje dikkate alındığında eser sahibinin mimari projedeki değişikliği kabul zorunluluğu bulunmadığı ancak tadilat projesi yönünden değişiklik yapılacaksa da bunun eser sahibinden izin alınmak ve kendisine ihtar göndermekle talep edilebileceği, somut olayda bu hususların yerine getirilmediği gerekçesi ile davanın reddinin gerektiği-
Asıl davaya konu cevap dilekçesinin davalı vekili sıfatıyla düzenlendiği, taraflar arasında sözleşme ilişkisinin bulunmadığının belirtildiği, bu yönde olmak üzere, davacı tarafın dayandığı delillerin yetersizliğine işaret edildiği, ileri sürülen ve savunulan olguların bütünü göz önünde tutulduğunda sert bir biçimde savunma hakkının kullanıldığı ve bu anlamda hukuka uygunluk sebebinin mevcut bulunduğu anlaşıldığından, asıl davanın reddine karar verilmesi gerektiği- Birleşen davaya konu dilekçe ile ilgili olarak davalı hakkında açılan ceza davasının derdest bulunduğu, ceza mahkemesi kararının sonucunun eldeki davaya etkisi söz konusu olduğundan, mahkemece bekletici mesele yapılması gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.