3. kişinin, tedbir kararına konu taşınmazın, borçlu kooperatif tarafından kendisine devredildiği gerekçesiyle, tedbir kararına itiraz ettiği ve mahkemece ara kararla tedbir kararının kaldırıldığı-
Muris muvazaası uyuşmazlıklarının sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesinin, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlı olduğu- Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesinin önem taşıdığı- Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk olduğu-
İhtiyati haciz geçici bir hukuki koruma tedbiridir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için esas hakkında kesin bir kanaat oluşmasına gerek bulunmadığı gibi tam bir ispat aranması da gerekmez. İhtiyati haciz, davacı alacağının tahsilini garanti altına almak için davalının mallarına geçici olarak el konulmasıdır. Hakim, ihtiyati haciz kararı verilip verilmeyeceği hususundaki takdir hakkını, sunulan deliller göre kullanacaktır. Yukarıda açıklanan ilke ve kanun hükümleri çerçevesinde ihtiyati haciz talebi bakımından yapılan değerlendirmede, davanın İİK'nin 277 ve devamı maddeleri dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu, tasarrufun iptaline ilişkin davalarda geçici hukuki koruma yolu olarak sadece ihtiyati haciz talep edilebileceğinin benimsendiği, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için davanın tam olarak ispatlanması gerekmediği, yaklaşık ispat koşullarının gerçekleştiği, davacının dava açmakta haklı olup olmadığının yargılamayı gerektirdiği, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için davaya ilişkin tüm koşulların ispatlanmasının beklenemeyeceği açıktır. Öyleyse Mahkemece tasarrufun iptali davasında geçici korunma olan ihtiyati haciz koşullarının mevcut olduğu benimsenerek ihtiyati haciz isteğinin kabulüne ve itirazın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteği-
Taşınmazı borçlulardan değil de, dava dışı birinden banka kredisi ile alan ve borçlular ile tanışıklık ve akrabalığı bulunmayan davalı üçüncü kişi hakkından tasarrufun iptali davasının reddine karar verilmesi gerektiği- Adresinde yapılmış bir haciz olmayan ve hakkında alınmış bir aciz belgesi de bulunmayan borçlular aleyhine açılan tasarrufun iptali davasının ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği-
Kural olarak 3.kişilerin, danışıklı işlem nedeniyle hakları zarara uğratıldığı takdirde tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebileceği danışıklı bir hukuki işlem ile 3.kişilere zarar verilmesi onlara karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğinde olduğu, ancak 3.kişinin danışıklı işlem ile haklarının zarar uğratıldığının benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan alacaklı olması ve danışıklı işlemin alacağının ödenmesini önlemek amacıyla yapılmış bulunması gerektiği, davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamak olduğu, davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu gözetilerek İİK 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacıya haciz ve satış isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekeceği-
9. HD. 19.06.2018 T. E: 2017/8545, K: 13210-
Haciz sırasında bilgisayarda yapılan aramada borçlu şirkete ait vergi levhası, 24.7.2012 tarihli sipariş formu, 1.5.2013 tarihli borçlu şirket adına ödeme alım maili ve 2010- 2011 tarihli belgeler bulunmuş olup, aynı yerde İnegöl 1.İcra Müdürlüğü 2013/ 952 talimat sayılı dosyasında yapılan 24.12.2013 tarihli haciz sırasında çöp kutusunun en üstünde borçlu şirket unvanının yazılı olduğu yapı ruhsat belgesi ve ihtarname olduğundan, bu koşullarda istihkak iddiasının alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla danışıklı olarak ileri sürüldüğünün ve muvazaalı işlemler yapıldığının kabulünün gerekeceği-
Trafik kaydındaki tescil işleminin idari nitelikte olduğu- Bu bakımdan idari nitelikteki bir işlemden dolayı, idari dava olmadan idari makamları bağlayıcı biçimde karar verilemeyeceğinden "aracın, trafik kaydının iptâline ve tesciline" şeklinde karar verilmesinin doğru olmadığı- Hüküm fıkrasında yer alan "davalı şirket adına ... plakalı araçla ilgili oluşan tescil ile ilgili işlemin iptâline, yeniden A. Y. adına TESCİLİNE" sözcük dizisinin çıkarılarak yerine "İ.İ.K.nun 283. maddesi uyarınca araç kaydının iptâline mahal olmadan ... plakalı araç üzerinde davacıların haciz ve satış isteyebilmesinin tanınmasına" biçiminde sözcük dizisinin eklenmesine karar verilmesi gerekeceği-
22. HD. 14.03.2019 T. E: 1130, K: 6326-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.