Avukatlık Kanunu 41. maddesi, Tebligat Kanunu 11 ve HMK 71 vd. maddeleri gereğince vekil ile temsil edilen davalarda icra takiplerinde tebligatın vekile yapılmasının zorunlu olduğu, vekil varken ayrıca asile de tebligat yapılması halinde asile yapılan tebligatın yok hükmünde sayıldığı, dolaysıyla davacı asile yapılan tebligatın usulüne uygun ya da usulüne aykırı yapılmış olmasının öneminin bulunmadığı, borçlu vekiline usulüne uygun olarak satış ilanı tebliğ edilmesine karşın satışa hazırlık işlemlerine karşı satış 7 günlük şikayet süresi içinde şikayet yoluna başvurulmadığından ihalenin feshi nedeni olarak ileri sürülemeyeceği-
İpotek belgesinin (ipotek akit tablosunun) bir örneğinin takip talebine eklenmemiş olmasının süresiz değil, 7 gün süreli şikayete konu edilebileceği–
Hata nedenine dayanan bozma istekleri için, yerinde keşif yapılması gerektiği—
Ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş günlük süre geçtikten sonra yapılan imza itirazının «süre yönünden reddi» gerekeceği-
Şikâyetçi borçluya kıymet takdir raporu ve satış ilanı tebliğinin usulsüz olması durumunda, borçlunun satışa esas alınan kıymet takdirinden, satış ilanı tebliği ile de haberdar olmayacağı- Usulsüz tebligatlar nedeniyle kıymet takdirine itiraz hakkını kullanamayan borçlunun icra müdürlüğünün yaptırmış olduğu kıymet takdirinin usulsüz olduğundan bahisle ihalenin feshini talep edebileceği- Fesih nedeni olarak ileri sürülen kıymet takdirine ilişkin itirazların, konusunda uzman bilirkişi marifeti ile keşif yapılmak suretiyle incelenerek taşınmazın tespit edilecek değerinin, ihalede esas alınan muhammen bedelin üzerinde olup olmadığının tespit edilmesi gerektiği- İhale bedeli, muhammen bedelin üzerinde olsa da satışa esas muhammen bedelin gerçeği yansıtıp yansıtmadığının incelenmesi gerektiği ve bu aşamada ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediği ve borçlunun hukuki yararının bulunmadığının söylenemeyeceği- Bölge Adliye Mahkemesince, borçlunun fesih nedeni olarak ileri sürdüğü kıymet takdirine ilişkin itirazı konusunda keşif ve bilirkişi incelemesiyle taşınmazın değerinin tespit edilerek bir karar verilmesi gerektiği- "İhalenin feshi incelemesinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasına gerek bulunmadığı, satışa hazırlık aşamasındaki usulsüzlükler nedeniyle ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği" şeklindeki BAM direnme kararının isabetli bulunmadığı-
Sıra cetvelinde kendisine pay ayrılan ve şikayet sonucundan etkilenecek olan alacaklıların da yargılamaya dahil edilmesi gerektiği, onlar hakkında da hüküm kurulması gerekeceği- Şikayette hasım gösterilmemesinin ya da eksik veya yanlış kişiye husumet tevcih edilmesinin talebin reddini gerektirmeyeceği- Bu durumda mahkemece şikayetçiye sıra cetvelinde sadece kendisine pay ayrılan diğer alacaklılara husumet tevcihi yönünde kesin süre verilip bu alacaklıların da davaya dahil edilmesi, duruşma açılıp, şikayet dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilerek, taraf teşkilinin sağlanması, varsa savunma ve delilleri değerlendirilerek uyuşmazlığın incelenmesi gerekirken, taraf teşkili yapılmadan dosya üzerinden hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Davanın dava dilekçesinin tevzi edilerek kaydedildiği tarihte açılmış sayılacağı- 7 günlük yasal süre içerisinde açılmış olduğu anlaşılan ihalenin feshi davasının görülmesi gerektiği-
Kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip talebinde 40.328,77 EURO yabancı para alacağının Türk parası karşılığı harca esas değer olarak gösterildiği ancak ödeme emrinde 40.328,77 EURO yabancı para alacağının Türk parası karşılığının gösterilmediği bu nedenle ödeme emrinin takip talebine uygun düzenlenmediği olayda; yabancı para alacağı üzerinden ödeme emri düzenlenemeyeceğinden bu husus kamu düzeni ve devletin hükümranlık haklarıyla ilgili olup, takibin her safhasında resen göz önünde tutularak ödeme emrinin iptaline karar verilmesinin gerektiği ve bu husus kamu düzeni ve devletin hükümranlık haklarıyla ilgili olduğundan tarafların bu eksikliği daha önce öğrenmiş olmasının sonuca etkisinin bulunmadığı- Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında; alacaklı vekilinin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 99 uncu maddesi uyarınca seçimlik hakkını dövizin tahsil tarihindeki Türk Lirası karşılığı olarak talep ettiği, icra harçlarının tahsili için takip talebinde dövizin Türk Lirası karşılığının gösterildiği, bu nedenle ödeme emrinde Türk Lirası karşılığının gösterilmemesinin kamu düzeniyle ilgisinin bulunmadığı, bu nedenle direnme kararının genişletilmiş gerekçeyle onanması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de bu görüş Kurul çoğunluğunca benimsenmediği-
Mahkemece, sıra cetveline karşı hak düşürücü süre içinde şikayette bulunulmadığı gerekçesiyle, süreye ilişkin şikayet şartı noksanlığı nedeniyle HMK'nın 114/2 ve 115/2. maddeleri uyarınca şikayetin usulden reddine karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esasının incelenmesinin doğru olmadığı- Mahkemece şikayetçiye sıra cetvelinde kendisinden önce gelen ve pay ayrılan alacaklılara husumet tevcihi yönünde HMK'nın 119/2. maddesi uyarınca kesin süre verilip bu alacaklıların da davaya dahil edilmesi, şikayet dilekçesinin tebliğ edilerek, taraf teşkilinin sağlanması, varsa savunma ve delilleri değerlendirilerek şikayetin incelenmesi gerekeceği-
Borçlunun icra müdürlüğüne itiraz dilekçesi verdiği tarihte şikayete konu edilen ödeme emri tebliğinden haberdar olduğunun kabulü gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.