• “1998 ve 1999 Tasarısı”ndaki Gerekçe

     Yürürlükteki Kanunda ve 1984 tarihli Öntasarıda mevcut olmayan bu Ayırım, İsviçre Medenî Kanununda 1 Ocak 1981 tarihinde yürürlüğe girmiş olan yeni düzenlemeden esinlenerek, aynı düzenlemenin ülkemiz için de gerekli olduğu düşüncesiyle yeni bir ayırım olarak kanuna alınmıştır. Nitekim aynı ihtiyaç Anayasanın 19 uncu maddesinde de açıkça ifade edilmiştir.

    “Madde 432 - Madde kenar başlığıyla birlikte İsviçre Medenî Kanununun yeni 397 a maddesinden aynen alınmıştır.

    Bu ve bunu izleyen maddelerde, kişinin korunması amacıyla özgürlüğünün kısıtlanması söz konusu olup, bu denli önemli bir konunun koşulları, hüküm ve sonuçları özel hükümlerin konulmasını gerektirmiştir.

    Maddede kişinin bir kuruma yerleştirilmesi veya alıkonulması belli sebep-lere bağlanmıştır. Bunlar akıl hastalığı, akıl zayıflığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, ağır tehlike arzeden bulaşıcı hastalık veya serserilik hâlleridir. Ağır tehlike arzeden bulaşıcı hastalıkların neler olduğunun belirlenmesi tıp biliminin işi olmakla beraber, buraya AİDS, kolera, ilerlemiş verem veba gibi hastalıkların geleceği söylenebilir.

    Madde sadece ergin kişilerin kuruma yerleştirilmesi veya kurumda alıkonulmasını öngörmektedir. Ergin olmayan kişiler bu maddenin kapsamına girmemektedir. Bu kişilere ilişkin koruma önlemleri daha önceki maddelerde hükme bağlanmıştır. Ergin kişinin bu madde gereğince kuruma yerleştirilmesi ya da kurumda alıkonulması için kısıtlı olması ya da olmaması önem taşımamaktadır. Kısıtlı olmamasına rağmen maddede sayılan sebeplerden biri varsa bu kişiler bir kuruma yerleştirilebilecek veya kurumda alıkonulmaya devam edilecektir.

    Maddenin ikinci fıkrası, kişinin koruma altına alınmasında çevresine ge-tirdiği külfetlerin de gözönünde tutulmasını öngörmektedir. Buna göre koruma kararı verilirken bu unsur da etkili olacaktır. Buradaki “çevre” kavramına, kişinin ailesi, kendisine bakmakla yükümlü olanlar ve vasisi gibi kişiler girer. Bu hâllerde dahi kişinin bir kuruma yerleştirilebilmesi için, bakım ve tedavisinin başka şekilde sağlanamaması şartı aranacaktır.

    Maddenin üçüncü fıkrası, kişi özgürlüğünün önemli olması nedeniyle, koruma altına alınan kişinin durumu uygun hâle gelir gelmez hemen kurumdan çıkarılmasını, yani özgürlüğünün geri verilmesini öngörmektedir."