• 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunda Yer Alan Madde Gerekçesi

    2675 sayılı Kanunun 13 üncü maddesini kısmen karşılamaktadır.

    Boşanma ve ayrılıkla ilgili 13 üncü maddenin birinci fıkrasında, boşanma ve ayrılık sebepleri ve hükümlerine uygulanacak hukuk, evliliğin genel hükümlerine uygulanacak hukukla aynı olduğundan, gereksiz tekrarı önlemek amacıyla basamaklı bağlama kriterleri tek tek sayılmamış, sadece "evliliğin genel hükümleri"ne uygulanan ve 12 nci maddenin ikinci fıkrasında düzenlenen hükme yollama yapılmıştır. Boşanma ve ayrılık sebeplerine ve hükümlerine uygulanacak hukuk belirlenirken "müşterek ikametgâh kriterinin" kaldırılması konusunda evliliğin genel hükümlerine ilişkin gerekçede yapılan açıklamalar aynen geçerlidir.

    Maddenin ikinci fıkrası, milletlerarası nafaka hukukunu yöneten ve "loi uniformé" "yeknesak kanun" nitelikli bir milletlerarası sözleşme olan 2/10/1973 tarihli La Haye Nafaka Sözleşmesi ile uyumlu hâle getirilmiştir. Söz konusu Sözleşme tüm nafaka taleplerine uygulanmakla beraber bazı hâllerde eşler arasındaki nafakayı istisna etmiştir. Bu hâller; boşanma, ayrılık ve evlenmenin butlanı hâlleridir. 13 üncü maddede bu istisnalar açık bir şekilde düzenlenerek boşanma statüsüne tâbi tutulmuştur.

    Maddeye üçüncü fıkra eklenerek, 2675 sayılı Kanunda boşanmada velayete ilişkin 20 nci madde hükmü sistematik açıdan düzenlenmesi gereken yere konulmuştur.

    Maddeye son fıkra olarak, geçici tedbir taleplerine Türk hukukunun uygulanacağı hükmü eklenmiştir. Böylece milletlerarası iki veya çok taraflı sözleşmelerde aksine hüküm olmayan hâllerde, geçici tedbir taleplerine Türk hukukunun uygulanmasında duyulan tereddütler giderilmiştir.