• 4949 sayılı kanuna ait Hükümet Tasarısı Gerekçesi

     «Maddeyle, 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 940 ıncı maddesinde, icra dairesinde tutulacak özel sicile yazılmak suretiyle hayvanlar ve kanun gereğince bir sicile tescili zorunlu olan taşınır malların kayıtlı bulunduğu sicile yazılarak bu mallar üzerinde zilyetlik devredilmeden rehin kurulabileceği hükmü yer aldığından, bu hükümlere uyum sağlaması amacıyla 23 üncü maddede değişiklik yapılmıştır. Ayrıca 21.7.1971 tarihli ve 1447 sayılı Ticari İşletme Rehni Kanununa tâbi ticari işletmeler de taşınır rehni kapsamına alınmıştır»


  • 6103 sayılı TTK.'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanuna ait Adalet Komisyonu Gerekçesi

    2004 sayılı Kanunun 23 üncü maddesi 1932 yılında kabul edilirken tek fıkra içinde dört bent hâlinde düzenlenmişti. Sonraki yıllarda yapılan değişiklikler sırasında maddenin fıkralara bölündüğü izlenimi doğmuştur. Bu sebeple yasama çalışmalarında ve uygulamada 23 üncü madde dört fıkralık bir hüküm gibi değerlendirilmiştir. Kanun hazırlanırken, öncelikle bu konudaki tereddütlerin giderilmesi uygun bulunmuştur. Bu amaçla madde yeniden düzenlenmiş ve iki fıkraya bölünmüştür. Birinci fıkra kendi içinde üç bende ayrılmaktadır; bu bentler, önceki düzenlemenin ilk üç hükmünü içermektedir. Yeni düzenlenen ikinci fıkra ise, uygulamada 2004 sayılı Kanunun 23 üncü maddesinin dördüncü fıkrası olarak atıf yapılan hükmünün tümüyle yeniden düzenlenmiş hâlidir. Kanunun gerekçesinde, madde hükümlerine atıf yapılırken, esasında 1932 yılındakabul edilen ilk metne de uygun olan yeni düzenleme esas alınmıştır.

    2004 sayılı Kanunun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci bendine 6763 sayılı Kanunun 42 nci maddesinin (a) bendi uyarınca yapılan eklemeye göre, 2004 sayılı Kanunun uygulanmasında “ipotek” terimi “gemi ipotekleri”ni de anlatmaktadır. Buna rağmen Kanunun çeşitli hükümlerinde “gemi ipoteği” ibaresine yer verildiğinden, 23 üncü maddenin birinci fıkrasının birinci bendindeki hükmün amacı hakkında tereddütler doğmuştur. Bu sebeple yeni düzenlemede, “gemi ipoteği” ibaresinin ilgili hükümlerde açıkça kullanılması tercih edilmiştir. Dolayısıyla, 23 üncü maddenin birinci fıkrasının birinci bendindeki ibare çıkarılmış ve yeniden düzenlenen 31/a maddesinin yedinci fıkrasında, 136 ncı maddede, 144/a maddesinde ve 153/a maddesinin ikinci fıkrasında “gemi ipoteği” terimine yer verilmiştir. 

    Maddenin, 6763 sayılı Kanunun 23 üncü maddesinin (a) bendi uyarınca değişik ikinci fıkrasının tümüyle yeniden kaleme alınması gerekmiştir. İki cümle hâlinde düzenlenen fıkranın birinci cümlesinde, Türk Ticaret Kanununun 936, 937 ve 1351 inci maddelerine uygun olarak, bayrağı ve sicili dikkate alınmaksızın bütün gemilere 2004 sayılı Kanunun taşınırlara ilişkin hükümlerinin uygulanacağı, açıkça öngörülen istisnaların ise bu temel kuralın dışında bırakıldığı açıklanmıştır. Buna göre, saklı tutulan istisnalar 2004 sayılı Kanunda yer alan hükümler ile sınırlı değildir; taşınmazlara ilişkin bazı cebrî icra hükümlerinin gemilere de uygulanacağını öngören Türk Ticaret Kanunu hükümleri (örneğin, 1381, 1383 üncü maddeler) de saklı tutulmuştur. Ayrıca, her türlü tereddüdü önlemek amacıyla, 2004 sayılı Kanuna çeşitli yeni hükümlerin (örneğin, 136, 144/a, 153/a maddeleri) eklenmesi ve böylece taşınmazlara ilişkin hangi hükümlerin gemilere uygulanacağının açıkça bildirilmesi yoluna gidilmiştir.

    2004 sayılı Kanunda, gemi siciline verilecek şerhlerin hukukî etkisine ilişkin genel bir hüküm bulunmamaktadır. Bu eksikliği gidermek amacıyla 23 üncü maddenin ikinci fıkrasına ikinci cümle hükmü eklenmiş ve anılan şerhler Türk Ticaret Kanununda bu hususu düzenleyen 977 nci madde hükmüne tâbi tutulmuştur. Yeni düzenlemede, çok sayıda hüküm uyarınca, cebrî icra işlemleri hakkında gemi siciline şerhler verilecektir (örneğin, yeni 31/a, 136, 144/a, 153/a maddeleri ile 2004 sayılı Kanunun değiştirilmeden yürürlükte kalacak olan 44 üncü maddesinin beşinci fıkrası, 166 ncı maddesi, 288 inci maddesinin birinci fıkrasının üçüncü cümlesi, 300 üncü maddesinin birinci fıkrası). Ayrıca, 2004 sayılı Kanunun 91 inci maddesinin yerine geçen Türk Ticaret Kanununun 1366 ncı maddesinin dördüncü fıkrasına göre de haciz gemi siciline şerh edilecektir; aynı hüküm Türk Ticaret Kanununun 1382 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca kesin hacizde de uygulanacaktır. Bütün bu şerhler, 2004 sayılı Kanunun 23 üncü maddesinin yeniden düzenlenen ikinci fıkrasının ikinci cümlesi uyarınca Türk Ticaret Kanununun 977 nci maddesindeki genel kurala tâbi olacaktır.