• 4949 sayılı Kanuna ait Hükümet Tasarısında yer alan gerekçe

     «Aslında Kanunun 193 üncü maddesinin birinci ve üçüncü fıkrasından çıkan sonuç sarih olmakla birlikte, uygulamada, 185 inci maddede rehinli malların iflâs masasına gireceği ve iflâs idaresi tarafından satılıp rehinli alacaklıya haklarının verileceği öngörüldüğünden, iflâsın açılmasından önce rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takibe başlanmamışsa iflâs açıldıktan sonra artık rehinli malın icra dairesi tarafından paraya çevrilmesinin mümkün olmadığı kabul edilmektedir. Bu yorum tarzı rehinli alacaklının hakkına kavuşmasını geciktirmektedir. Onun için, Kanunun 193 üncü maddesinin üçüncü fıkrasındaki kuralı pekiştirmek ve 185 inci maddenin birinci fıkrasına, "...rehin sahibi alacaklı, istediği takdirde if- lâstan sonra da masaya karşı rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabilir." hükmünü ilave etmek ihtiyacı duyulmuştur.»




  • 3494 sayılı kanuna ait Adalet Komisyonu Raporu

     «Fabrika, imalathane gibi üretime yönelik yerlerin iflâs halinde faaliyetten alıkonulmaları memleket ekonomisini olumsuz yönde etkilemektedir. Bunların en kısa zamanda satılmaları halinde bu sakınca ortadan kalkacağından bunu sağlamak amacıyla madde ilave edilmiştir.»



  • 2004 sayılı kanuna ait Hükümet Tasarısı Gerekçesi

     «180 inci madde, müflisin üzerinde rehin hakkı bulunan malları da, bittabii rehin sahibi alacaklının rüçhan hakkı baki kalmak suretiyle masaya ithal etmektedir. Diğer taraftan, Ticaret Kanunumuzun 768 nci maddesine göre, rehin hakkı sahibinin hakkı, borçlunun yahut borçlu hesabına rehin vermiş olan kimsenin iflasile teehhüre uğrayamaz. İki madde arasında zahiren bir mübayenet görülüyor. Bazılarının fikrince rehin masaya girmemeli, rehinli alacak sahibinin talebi ile icra dairesi veya ticaret mahkemesi tarafından satılıp yalnız alacaktan artan para masaya ithal edilmelidir. Komisyon bu kadar ileri gitmeyi muvafık görmedi. Çünkü bu madde hükmünün telifi mümkündür. Şöyle ki üzerinde rehin hakkı bulunan malın masaya girmesi haddizatında rehin hakkı sahibine zarar verecek bir şey değildir. Ona zarar verecek olan şey satışın iflâs muameleleri yüzünden gecikmesidir. Rehin masaya ithal edilmekle beraber münasip zamanda satılması temin edilirse, bu satışın iflâs idaresi marifetiyle yapılmasında hiçbir mahzur olamaz. Bu mülahazalara istinat eden komisyonun teklif ettiği şekil kabul edilirse yeni 180 nci madde ile hem masanın ve iflâs idaresinin, hem rehin hakkına malik alacaklıların hakları temin edilmiş olur.»



  • Adliye Encümeni Mazbatası Gerekçesi

     «Müflisin, üzerinde rehin hakkı bulunan malları rehinli alacaklının rüçhan ve imtiyaz hakkı mahfuz olmak şartiyle masaya girer. İflâs dairesi bu rehinleri satarak yalnız satış ve muhafaza masrafı çıktıktan sonra bedelini rehinli alacaklıya verir. Fazla kalacak para masaya aittir. Mer'i kanunda dahi mevcut olan bu hüküm tatbikatta rehinli alacaklının hakkına halel verecek yanlış tatbiklere uğradığı, mütalaalardan anlaşılmıştır. Bazı iflâs idareleri, merhun malları satarak bedelini masada hıfızla rehinli alacaklıya ancak iflâsın tasfiyesi neticesinde paralar paylaştırıldığı sırada ve diğer alacaklılar meyanında ödendiği ve hatta tasfiyenin devam ettiği ve masrafının da bu paralardan sarfedildiği anlaşılmıştır.

    Yanlış bir tatbik olan bu muamelenin yapılmasının caiz olmayacağı aşikardır. Rehinli mal üzerinde masanın alakası, ancak rehinli borcun ödenmesinden sonra artacak fazlasına aittir. Hatta rehinin kıymeti noksan gelmiş ise ve bu da borsa rayiciyle anlaşılırsa, rehinli alacaklı istemedikçe merhunun satılmaması ve masadan çıkarılması hakkında encümen 185. maddeye bir fıkra ilave etmiştir.

    Piyasa temevvüçlerinin malların kıymeti üzerinde, tesiratı mühim farklar husule getirdiğinden, muamelenin iptidasında borcu münasip bir marj ile temin ettiği görülerek bankaların yaptıkları rehinli ikrazda, merhunun fazla bedelle satılmasında kendileri de menfaattar olduklarından, kıymeti eksilen bu kabil merhunları taraflarından istenilmedikçe, iflâs idaresinin satamamaları hükmü, gerek alacaklıları ve gerek müflisin masanın menfaatleri noktasından muvafık bir tedbir olduğu mülahaza edilmiştir.»



  • 7101 sayılı İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Yer Alan Gerekçe

    Tasarıyla, Kanunun 210 uncu maddesinde yapılan değişikliğe uygun olarak maddeyle, Kanunun 185 inci maddesinin dördüncü fıkrası yürürlükten kaldırılmaktadır.


  • 7101 sayılı İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Yer Alan Adalet Komisyonu Önerge Metni ve Gerekçesi

    Adalet Komisyonu Önerge Metni

    Görüşülmekte olan 1/913 Esas numaralı Kanun Tasarısına Çerçeve 3 üncü maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki çerçeve maddenin eklenmesini ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.

     “MADDE 4- 2004 sayılı Kanunun 185 inci maddesinin dördüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

    "210 uncu maddenin birinci fıkrası uyarınca masa hakkında faydalı olmayacağı anlaşıldığı için kapatılıp mühürlenen yerlerin, üzerinde rehin bulunmasa dahi, ilk alacaklılar toplanması tarafından da uygun bulunması halinde iflas idaresince derhal satışı yapılır.”

    Önerge Gerekçesi

    Önergeyle, 2004 sayılı Kanunun 285 inci maddesinin birinci fıkrası değiştirilmektedir. Değiştirilmesi öngörülen fıkranın ikinci cümlesinde konkordato kurumu tanımlanmaktadır. Tanımlama, uygulamada konkordatonun hukuki niteliği ve işlevi bakımından tereddüt yaratabileceğinden ve yanlış uygulamalara yol açabileceğinden madde metninden çıkarılarak içeriğinin netleştirilmesi öğreti ve içtihatlara bırakılmaktadır. Ayrıca tanımda yer alan konkordatonun borçluyu, borçlarından veya muhtemel bir iflastan kurtarma amacı birinci cümleye aktarılarak madde metninde muhafaza edilmektedir.