• “1998 ve 1999 Tasarısı”ndaki Gerekçe

     “Madde 787 - Yürürlükteki kanunun 711 inci maddesini karşılamaktadır.

    Hüküm değişikliği yoktur. Maddenin ‘Sicil kaydına göre şumulün tayini’ şeklindeki kenar başlığı, ‘Tescile göre’ olarak değiştirilmiştir. Madde kaynak kanun da göz önünde tutularak arılaştırılmak suretiyle yeniden kaleme alınmıştır. İrtifak hakkının kapsamının nasıl saptanacağını belirleyen maddede, kural olarak bir hüküm değişikliği yapılmamıştır. Ancak bu belirlemede tescilin esas olması gerektiği düşüncesinden hareketle, yürürlükteki metnin birinci fıkrasındaki ‘tapu sicilindeki kayıtlar’ ibaresi ‘tescil’ sözcüğü ile değiştirilmiş; ayrıca İsviçre Medenî Kanununun 738 inci maddesine uygun olarak, irtifaktan doğan yetki ve yükümlülükleri açıkça belirlediği ölçüde irtifakın kapsamını tayinde tescilin esas olacağı kabul edilmiştir. Zaten doktrinde de yürürlükteki metnin birinci fıkrasında ‘açıkça belirleme’ ifadesi yer almamış olmasına rağmen, İsviçre Medenî Kanununa daya-nılarak, tescile ancak bu ölçü içerisinde itibar olunabileceği belirtilmektedir.

    İkinci fıkrada da, irtifak hakkının kapsamının bunun kazanılma sebebine veya uzun süreden beri davasız ve iyiniyetle kullanılış biçimine göre belirlenmesi-nin, ancak tescilden yetki ve yükümlülüklerin açıkça anlaşılamadığı hâllerde söz konusu olabileceği hususu, daha belirgin bir şekilde açıklanmıştır.”



  • “1984 Tasarısı”ndaki Gerekçe


    ‘Madde 705 - Madde, yürürlükteki kanunun 711. madde-sini karşılamaktadır. İrtifak hakkının kapsamının nasıl saptanacağını belirleyen maddede kural olarak bir hüküm değişikliği yapılmamıştır. Ancak bu belirlemede tescilin esas olması gerektiği düşüncesinden hareketle mevcut metnin birinci fıkrasındaki ‘tapu sicilindeki kayıtlar’ ibaresi “tescil” kelimesi ile değiştirilmiş; ayrıca, kaynak İsviçre Medenî Kanununun 738. maddesine uygun olarak, irtifaktan doğan yetki ve yükümlülükleri açıkça belirlediği ölçüde irtifakın kapsamını tayinde tescilin esas olacağı kabul edilmiştir. Zaten doktrinde de yürürlükteki metnin birinci fıkrasında “açıkça belirleme” deyimi yer almamış olmasına rağmen, İsviçre Medenî Kanununa dayanılarak, tes-cile ancak bu ölçü içerisinde itibar olunabileceği belirtilmektedir.

    Öte yandan, irtifak hakkının kapsamının bunun iktisap sebebine veya uzun süreden beri çekişmesiz ve iyiniyetle kullanılış tarzına göre belirlenmesinin ancak tescilden yetki ve yükümlülüklerin açıkça anlaşılmadığı hallerde sözkonusu ola-bileceği, ikinci fıkrada daha belirgin bir şekilde açıklanmıştır.’:

     

    2. Tescile göre

    Madde 705 - İrtifaktan doğan yetki ve yükümlülükleri açıkça belirlediği ölçüde tescil, irtifakın kapsamını tayinde esas teşkil eder.

    Tescilden açıkça anlaşılmadığı hallerde kapsam, tescilin sınırları içinde, irtifak hakkının iktisab sebebine veya uzun süreden beri çekişmesiz ve iyi niyetle kullanılış tarzına göre belirlenir.” 


  • “1971 Tasarısı”ndaki Gerekçe

     

    ‘1) Terim ve ifade: Maddenin ifadesi sadeleştirilmiş, te-rimler yukarıki maddelere uygun duruma getirilmiştir.

    2) Biçim değişikliği, yoktur.

    3) Hüküm değişikliği: Yükümlenim hakkı, pek tabiî ola-rak kütüğe tescil ile doğar ve kapsamı bu tescil ile belirlenir. Ne var ki, kimi zaman bu hakkın kapsamı kütükteki kayıttan tam olarak ve açıkça anlaşılmayabilir. Böyle bir durumda yükümlenim hakkının kütük kaydına göre niteliği değişmemiş olmak şartiyle onun kapsamı, yüklenimin edinme sebebine ve uzun zamandan beri çekişmesiz yani bir dava nedeni olmadan, iyiniyetle kullanılış tarzına göre belirlenecektir. Bu nokta bugün yürürlükte bulunan metinde belirtilmemiştir. Bunun doğuracağı sakıncalar gözönüne alınarak, ikinci fıkraya bu noktalar eklenmiş bulunmaktadır.’:

     

    2. Kütük kaydına göre

    Madde 711 - Yükümlenimden doğan hak ve ödevler kütükteki kayıttan açıkça anlaşılmakta ise, yükümlenim hakkının kapsamı bu kayda göre belirlenir.

    Yükümlenim hakkının kapsamı kütükteki kayıttan açıkça anlaşılmıyorsa, bu kapsam, kütük kaydındaki sınırı aşmamak şartiyle, yükümlenim hakkının edinim sebebine veya uzun süreden beri davasız ve iyiniyetle kullanılış tarzına göre belirlenir.”