• “1998 ve 1999 Tasarısı”ndaki Gerekçe

     “Madde 690 - Yürürlükteki kanunun 624 üncü maddesini karşılamaktadır.

    Madde İsviçre Medenî Kanununun 647 nci maddesi gözönünde tutulmak suretiyle kaleme alınmıştır. Yürürlükteki maddede yer alan ‘ekseriyet hilafına karar vermedikçe’ ifadesi madde metnine alınmamıştır.”



  • “1984 Tasarısı”ndaki Gerekçe:

     

    ‘Madde 612 - Paylı mülkiyette yönetim konusu, önemi dikkate alınarak, tasarıda “olağan yönetim”, “önemli yönetim” ve “olağanüstü yönetim ve tasarruf işlemleri” olarak üç ayrı maddede düzenlenmiştir. Bu maddede, olağan yönetim düzenlenmektedir. Madde, kısmen yürürlükteki kanunun 624. maddesinin ikinci fıkrasını karşılamaktadır. Ancak, yürürlükteki metinde yer alan “ekseriyet hilafına karar vermedikçe” ibaresi tasarı metnine alınmamıştır.’:

    “2. Olağan yönetim

    Madde 612 - Paydaşlardan her biri olağan yönetim işleri-ni yapmaya, özellikle ufak tefek onarımları yaptırmaya ve ta-rımsal işleri yürütmeye yetkilidir.”


  • “1971 Tasarısı”ndaki Gerekçe:

     

    ‘1) Terim ve ifade: Maddenin bugünkü metninin kenar başlığı “idarî tasarruflar”dır. Bu terim yerinde değildir; zira daha önce Medeni Kanunun öbür kitaplarının maddelerine ait gerekçelerde, çeşitli yerlerde belirtildiği gibi “tasarruf” terimi tamamen mülkiyeti nakletme veya bir malı rehin verme veya bir gayrimenkul üzerinde başka bir ayni hak tesis etme gibi hukukî işlemlere üzgü olarak kullanıldığından ve zaten maddenin değiştirilmiş yeni metnini de tam kapsadığından, bu baş-lık “yönetim işleri ve kullanma hakkı” olarak değiştirilmiştir. Maddenin ikinci fıkrasında bir “ehliyet” söz konusu olmadığından doğru bir tabir olarak “ehildir” kelimesi yerine “yetkilidir” deyimi konulmuş “idarî tasarruflar” yerine, yukarda belirtilen nedenlerle “idare işleri”; “tamirat” yerine aslında olduğu gibi “koruma için gerekli onarım” deyimleri tercih edilmiştir. Zira yürürlükteki metinde bulunan “ufak tefek tamirat” kelimele-rinden bir çok anlaşmazlıklar doğmaktadır. Ayrıca bu kelimeler yanlış tatbikata da meydan verebilir. Meselâ büyük bir kasırga sonucunda bir evin çatısı uçtuğu takdirde, bunun hemen kapatılmaması, zamanla, bütün evin harap olması sonucunu doğu-racağından, bu çatının yaptırılması işi “ufak tefek tamirat işi” olmadığı halde, paylı maliklerden herbirinin bunu hemen yaptırmağa yetkili olduğunu kabul etmek zorunludur. “Ziraat” yerine “tarım”, “ziraat usulu” yerine aslında olduğu gibi «ta-rımın cins veya usulünü» kelimeleri konulmuş ve bu fıkraya, yürürlükteki metinde bulunmayan “kiraya verme” kelimeleri eklenmiştir. Çünkü bu nokta yürürlükteki metinde bulunma-dığından, uygulamada birçok tereddütler doğmuş ve Yargıtay bu konuda çeşitli ve çelişik içtihatlar koymuştur. En son ve yerleşmiş bulunan içtihatlarında da kiraya verme işini pay ve maliklerin sayısının çoğunluğuna bağlamıştır.

    2) Biçim değişikliği: 624 üncü maddenin yürürlükte bulunan metni üç fıkradan oluşmuştur. Bu maddeye, yukarıda ve aşağıda belirtilen nedenlerle iki yeni fıkra eklendiğinden, madde beş fıkralık bir madde haline gelmiştir.

    3) Hüküm değişikliği: Birinci fıkrada ifade değişikliğinden başka bir değişiklik yoktur. İkinci fıkraya yukarıda, terim ve ifade kısmında belirtilen gerekçe ile “koruma için gerekli” kelimeleriyle “tarımsal bakım ve tarımı yürütme” kelimeleri eklenmiş ve böylece bu fıkradaki yönetim işleri daha ayrıntılı ve daha açık bir şekilde ifade olunmuştur. Üçüncü fıkraya, yine yukarıda terim ve ifade kısmında açıklanan gerekçe ile “kiraya verme” hususu da eklenerek Yargıtay’ın bu konudaki içtihatı kanuna geçirilmiştir.

    Uygulamada birçok anlaşmazlıklar doğuran noktalardan birisi de, yasanın oybirliği veya çoğunluk aradığı noktalarda bu oybirliğinin veya çoğunluğun herhangi bir sebeple sağlanama-ması halinde, paylı malın yüz üstü kalması durumudur. Bu durumda paydaşların çıkarlarının gözetilmesi için Medenî Ka-nunda açık bir çözüm gösterilmemiştir. Azınlıkta kalanların hakları ne olacaktır? Oylar eşit çıkarsa ne işlem yapılacaktır? Bu soruların cevabı MK.’da yoktur. Gerçi paylı maliklerden herbiri dilediği zamanda paylı malın paydaşlar arasında taksimini isteyebilirse de, taksim bu sorunlara bir çare olmadığı gibi, her zaman paydaşların çıkarlarına da uygun düşmeyebilir. Bu sebeple yasada mevcut olan bu boşluğu doldurmak için 624 üncü maddeye bir fıkra eklenmesi ve sulh yargıcının, bir nevi hakem sıfatıyle bütün paydaşların çıkarına uygun göreceği bir çözüm tarzına karar vermesi ve gerektiğinde paylı malikler arasından veya dışardan bu konu için bir kayyım atayabilmesi bu hususta uygun görülmüştür. Bununla birlikte, yargıç tara-fından verilecek kararın, paydaşların taksim talebine engel olmaması, yani onların taksimi isteme haklarını ortadan kaldırmaması gerekir. İşte bu noktalar gözönüne alınarak yeniden tedvin olunan beşinci fıkra 624 üncü maddeye eklenmiştir. Yine uygulamada en çok anlaşmazlık doğuran noktalardan biri, paylı malın, paydaşların sayı ve pay çoğunluğuna dayanarak öteki paydaşlardan birince kullanılması halinde ödenecek tazminattan ve bir de yukarıki çoğunluğa dayanmadan o malı bir veya birkaç paydaşın kullanması halinden doğmaktadır. Birinci durumda paylı malı kullananların ötekilerin haklarını, rayiç kira üzerinden ve onların payları oranında ödemesi en tabii ve hu-kuka en uygun yoldur. İkinci durumda, yani paylı malı paydaşların pay ve sayı çoğunluğuna dayanmadan kullanan bir paydaşın ne suretle sorumlu olacağı noktası olup, bunda da o paydaşın, öbürlerinin bütün zararlarını ödemesi ve paylı malı çoğunluğa teslim etmesi gerekliliği, hakkaniyet ve adalete en uygun bir çözüm yolu olarak kabul edilmiştir. İşte bütün bu düşünceler gözönüne alınmak suretiyle yeniden tedvin olunan fıkra, 624 üncü maddeye, dördüncü fıkra olarak eklenmiştir.’:

     

    2. Yönetim işleri ve kullanma hakkı

    Madde 624 - Paydaşlar oybirliğiyle başka türlü bir karar vermemişlerse paylı malı elbirliğiyle yönetirler.

    Çoğunluk başka türlü bir karar vermedikçe, paydaşlardan herbiri koruma için gerekli onarım ve tarımsal bakım ve tarımı yürütme gibi olağan yönetim işlerini görmeye yetkilidir.

    Tarımın cins veya usulünü değiştirme, esaslı onarım yap-ma, kiraya verme gibi önemli yönetim işlerinin görülmesi veya paylı malın, paydaşların hepsi veya bir kısmı tarafından kullanılabilmesi, hem payca, hem sayıca çoğunlukta bulunan paydaşların kararı ile olur.

    Paylı malı, pay ve sayı çoğunluğuna dayanarak kullanan paydaşlar, kullanmayanların haklarını, rayiç kira üzerinden ve onların payları oranında ödemekle yükümlüdürler; bu çoğunluğa dayanmadan kullanan paydaşlar, öteki paydaşların bu yüzden uğradıkları bütün zararları tazmin ve paylı malı çoğunluğa teslim zorundadırlar.

    Paylı malla ilgili bir iş için yasaca gerekli çoğunluk sağlanamazsa paydaşlardan birinin istemi üzerine sulh mahkemesi bütün paydaşların yararını gözeterek hakkaniyete uygun bir karar verir ve gerekirse çekişme konusu işi görmek üzere paydaşlar arasından, eğer bunlar arasında yeteneklisi yoksa dışardan bir kayyım atar; kayyım atanması paydaşların paylaşma istemine engel olmaz.”